22.11.2014 Views

ayetler_renkli

ayetler_renkli

ayetler_renkli

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

görevler veriyor! Çünkü çocuklaşanlar, kullaşanlar, onursuzlaşanlar, köleleşenler<br />

gereklidir! Diktatörlük buna ihtiyaç duyar. Bunlar aracılığıyla çocuklaştıracak,<br />

kullaştıracak, onursuzlaştıracak insan aranır. Direnen insana; baş eğmeyen, onurunu<br />

koruyan, ülkesini bir çorbaya satacak kadar alçalmayanlara saldırılır. Kendini hak,<br />

Diyarbakır direnişçilerini ve eski PKK'lileri ise beyninin kanayan yarası olarak görür. Bu<br />

yaradan nasıl kurtulacağını düşünür. Son yılların bütün <strong>ayetler</strong>i bununla ilgilidir.<br />

Direnenleri ve direnişcileri mahkum etmek için ha bre yalan üretmekle. "Bunlar<br />

örgütlenmeye gelmiyor, silahlı mücadeleden kaçıyor, beceriksiz..." yakıştırmalarına<br />

"Ajan" damgalamaları ile direnişcileri öldürüyor, kaçırttıyor, tasfiye ediyor, tutukluyor<br />

"ajan" suçlamalarıyla intihar vari eylemlerle yok ediyor.<br />

Bundan sonra cezaevinden tahliye olan direnişciler ve eski PKK'liler, ulu önderimizin<br />

sahasına gittiklerinde anlattığım gerçekleri göreceklerdir. Ya kul-köle-bu köle deyimini<br />

sakin Martov ile Lenin arasında polemik konusu olan "disiplin insanı köleleştirir"<br />

anlamında anlamayın. Ulu önderimizin yarattığı köle; Aristo'nun tarifini yaptığı köledir.<br />

Aristo "Köle konuşan alletir" demişti. Ulu öderimizin köleleri Aristo'nun köle tanımının<br />

daha aşağısına çekti. Çünkü ulu önderimiz kendi kölelerini kastederek "iki kelimeyi bir<br />

araya getiremiyorlar, konuşamıyorlar, çok zavallıdırlar," belirlemesiyle kölelerini<br />

konuşamayan alet düzeyine düşürdü. Köleler, ya her türlü adiliğe boyun eğecekler ya<br />

kaçacaklar ya intihar edecek ya da öldürüleceklerdir. Kürt kamuoyu tarafından tanınanlar<br />

ise, köle olsalar da kurtulamayacaklardır. Diyarbakır cezaevindeki Esat'a köle olanların<br />

kurtulmadığı gibi, Şam'daki Esat'ın uzantısına köle olanlar, eğer çok tanınmamışlar ve<br />

yurtsever özleri varsa kurtulamazlar. Đki Esat arasında kalmış bir nesilin çilesidir bu! Ulu<br />

önderimiz, önce benimle Sakine'yi mahkum edecek, bunu biliyorum. Beni ve Sakine'yi<br />

kullaştırmak için iki aracı vardı. Sakine Diyarbakır cezaevinde iken M.Şener ile<br />

nişanlanmıştı. Şener ise ulu önderimize baş kaldırarak fotoğraflarını yırtmış, göz altına<br />

alındığı için firar etmiş, muhalefetini sürdürüyordu. Ulu önderimiz, M.Şener'e "Türk<br />

ajanidır!" diyerek kullarını buna inandırmıştı. Yani Sakine bir "ajanın " nişanlısıydı.<br />

Benim ise akademi yönetimindeki eşim, ulu önderimizin kulu idi. Onu da bana karşı<br />

kulanacaktı. Sakine'nin nişanlısı "çok tehlikeli bir ajan" benim eşim ise "kararlı bir<br />

devrimci." Çok tehlikeli ajan ile çok kararlı devrimci, diktatörün elinde birer sopa, bu<br />

sopalarla bizi kullaştırmaya çalışacaktı. Ulu önderimizin ilk dersini dağdan,<br />

cezaevlerinden, kasabalardan, avrupadan gelen yaklaşık 400 kişi ile birlikte dinliyorum:<br />

"Düşman sizinle oynamış, sizi çocuklaştırmış, siz politikadan ne anlarsınız? Şener sizin<br />

adamınızdı. Düşman, ajanını sizin başınıza geçirmiş, haberiniz bile yoktur "Direndik<br />

kazandık" diyorsunuz. Ne kazandınız? Benden olmasaydı, hiçbiriniz yaşayamazdınız. Siz<br />

direnmediniz, ben sizi kurtardım. Bize bağlı olanlar, son sözlerinde bana bağlılıklarını<br />

bildirenler, çaresiz intihar ettiler. Silahsız direnme olur mu? Çocuklaşmayın! Siz sıradan<br />

askerdiniz, orada direnen bendim! Bunu öğreneceksiniz! Ben nasıl yaptım? Dağ gibi<br />

olanakları nasıl yarattım? Bunu bileceksiniz. Siz düşürülmüşsünüz, ölmüşsünüz ama<br />

haberiniz yok. Bu halınize düşmanla savaşacaksınız? Korkmayın sizi hemen savaşa<br />

göndermem. Ben gece gündüz savaşıyorum, siz ise savaştan kaçıyorsunuz. Ben zorlukları<br />

aşıyorum, siz kolaya alışmışsınız …" diyor.<br />

Şam'da oturan oydu, savaştan gelen bizdik, zorlukların girdabını biz yarmıştık, karlı<br />

dağları biz aşmıştık, soğuk kış gecelerinde inançlarımızla biz düşmana karşı savaşmıştık.<br />

Kuş tüyü yataklarda yatan oydu, biz davamız uğruna ölümlerin koynunda yatmıştık, biz ac<br />

kalmıştık, havyarla beslenen oydu! M.Şener'i Türk ajanlığıyla suçlarken Şam'ın ajani<br />

oydu!<br />

Burada yalan tarih yazılıyordu "Burada yalan gerçeğin yerine geçiriliyordu. Burada<br />

geçmiş değiştiriliyordu. Tıpkı George Orvell'in hafızamda kalan satırları gibi: "Geçmişin<br />

değiştirilmesi iki nedenle zorunludur. Bunlardan biri, ikinci derece bir gerekçe, bir önlem<br />

niteliğindedir. Tıpkı proleter sınıf gibi, parti üyesi de, elinde karşılaştırma yapacak<br />

herhangi bir ölçü bulunmamasına sesizce katlanır. O da her türlü karşılaştırma<br />

olanağından yoksun bırakıldığı gibi, gecmişle olan bağları koparılmalıdır, yabancılardan<br />

uzak tutulduğu gibi, gecmiştende koparılmalıdır…:"

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!