ayetler_renkli
ayetler_renkli
ayetler_renkli
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
kendisi hakkındaki "dedikodulara!" değinirken şöyle diyor.<br />
"Şimdi, benimle ilişkilerin dedikodusu çok yapılmış onun için söylüyorum. Đki şey vardır.<br />
Ben veya benim çevrem, pek fark etmez. Hatta parti, bütün olarak fark etmiyor. Đlk gün<br />
gelipte 'kafamız karıştı, fazla anlamadık' ve hatta arkamızda her türlü fitne fesatı, ilk<br />
ilişkilerde bile bizi böyle değerlendirirse bu insanın samimiyetine inanmak zordur. Yani<br />
şunu şimdi nasıl sevebilirim? Hepiniz, bir kadın, bir özgürlük savaşçısı geldiniz. Doğru<br />
dürüst anlamadan, tartışmadan, yaşamadan, benimle nasıl bazı ucuz, her şeye giden<br />
yorumlara gidebilirsiniz? Veya dedikoduları geliştirebilirsiniz? Bu iki şeyi gösterir. Ya<br />
değişik amaçla geldiğinizi ya basit birisi ya da art niyetli olduğunuzu gösterir. Veya<br />
olgun, tutarlı, mücadele dolu bir kişilik olduğuna işaret etmez. Bu adı geçen kızlar<br />
diyelim. Bilemiyorum, benim binlercesiyle ilişkilerim olur. Kim nasıl anlarsa anlasın.<br />
Bazılarıyla yakınlıklarım olmuşsa, acaba nasıl olmalıydı? Size söylüyorum." sayfa 81-82<br />
Aynı konuya ilişkin, aynı kitabın seksen altıncı sayfası şöyle: "Bu konularda bütün<br />
gerçek ölçüleri bir tarafa bırakacaksın, birisini bulup fiskos edeceksin, bilmem 'bana nerde<br />
ne yapılmak istendi', bilmem 'bana nerede ne yapıldı' diyeceksin! Bu utanmazlar hem çok<br />
şey vermek istiyorlar, hem de ardından bu tip şeyler geliştiriyorlar. Adı geçen bazı<br />
tiplerden bahsediliyor. Đnsaf yani! Kendileri 'çok ihtiyaçımız var, çok iyi olur' diyor,<br />
ardından bu tür fiskos geliştiriyor." diyor.<br />
Yine aynı kitabın seksendokuzuncu sayfasında kendisini bayanlara şöyle<br />
sunuyor."Yine açıkça söylüyorum. Ben böyle bir savaşçıyım. Kızları çok severim, çok<br />
değer veririm. Hepsini severim. Đnanılmaz ölçüde her kızı bir tutku derecesinde, bir sevgili<br />
haline getirmeye çalışırım. Yani fiziğinden tut, ruhuna, düşünceşine kadar şekil vermeye<br />
çalışırım. Ben bu görevi yapmayı kendimde görüyorum. Kendimi açıkça tanımlıyorum.<br />
Tehlikeli bulursanız yaklaşmayın!"<br />
1992'nin basında ben akademideyken, orada öğrenci olarak bulunan, daha sonra ulu<br />
önderimizin evinde uzun süre kalan Sirvan kod adlı kız için aynı kitabın kırk beşinci<br />
sayfasında şunları söylüyor. "Mülayimce bakıyordu, süzüyordu. Kendine göre bizi tetkik<br />
ediyordu. Aslında en az ilişkim olduğu tip oydu. Şimdi anlatıyorlar 'Đstanbul'a geldi'<br />
diyorlar ' Okul çevrelerinde müthiş bir anti önderlik propogandasına girişmiş.' O en<br />
azından objektif olarak ajan bir kişilikti."<br />
37-Kör Cemal ve Hogir, resmi ideolojiye göre "Gerilla saflarında savaşırken kitleyi ve<br />
gerillayı katletmişlerdir, kontr-gerillanın adamlarıdır." deniliyor. Oysa bunlar ulu<br />
önderimizin çizgisinin en iyi uygulayıcılarıdır ve çizginin ortaya çıkardığı ucubelerdir.<br />
1990'da Behdinan'da yapılan dördüncü kongrede bunların durumu mahkum edilmeye<br />
çalışılırken, Mehmet Şener şu sözleri söyleyerek canını ortaya koymuştur ve<br />
öldürülmüştür."Yalnız suçlu olan bunlar değil, şu anda kongre toplantısında mevcut olan<br />
bütün eyaletlerin sorumluları suçlu konumdadır. Biz şu an bir suçlular topluluğuyla karşı<br />
karşıyayız. Ben bütün bu arkadaşların suçlu olduğuna inanmıyorum. Eğer mutlaka suçlu<br />
aramak istiyorsak, suçu bu çizgide aramamız gerekiyor."<br />
38-Dilan, Avusturya'dan Şam'a giden onyedi-onsekiz yaşlarında, sarışın güzel bir kızdı.<br />
Bir buçuk yıl kadar Apo'nun yanında kaldıktan sonra Mart 1993 tarihinde onun talimatıyla<br />
Londra'ya dil kursu için gönderilmiştir.<br />
İsim dizini<br />
Bölüm: İsim dizini<br />
Bu bölümde, kitapta adı geçenlerin bugünkü durumlarını (ulaşabildiğim kadarıyla)<br />
aktarmaya çalıştım...<br />
1- İsmail Beşikçi: Kürt sorunu ile ilgili yazdığı kitaplarından ve Kemalizm'e karşı verdiği<br />
mücadeleden dolayı Türkiye'de yaklaşık olarak 16 yıl hapis yattı. Öcalan yakalanarak<br />
Türkiye’ye götürülünce derin bir suskunluğa gömüldü. Görüşleriyle ilgili ilk açıklamayı