ayetler_renkli
ayetler_renkli
ayetler_renkli
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
sayısının bir elin parmak sayısı kadar az olduğu gerçeği söylediklerimin kanıtıdır. Ulu<br />
önderimizin feodal ve despot çizgisi şehirlerde yaşıyan kitlelerimiz tarafından<br />
bilindiğinden, kitleler örgütlü bir mücadele içine girmekten çekinirler. Devletin baskı,<br />
zulüm ve katliamlarına karşı başlatılan Serhildanlar kitleleri önemli derecede<br />
uyandırmasına ve cesaret sahibi kılmasına rağmen, kitlelere özgürlük değil, despot çizgi<br />
dayatıldığından, düşmanın kitleyi pasifleştirme uğraşısı başarılı olmuş ve despot çizgi<br />
düşmana hizmet etmiştir. Kğrt halkının özgürlük savaşının başına bunları getiren ulu<br />
önderimiz, Kürdistan halkının bir yumruk olmasını, cephede örgütlenmesini engelemiştir.<br />
1985´te kuruldugu söylenen ERNK´nin sadece bir programı, adı ve bayrağı vardır.<br />
Cephenin tüzüğü yoktur. Merkezi yoktur, cephenin liderleri, yöneticileri, yerel örgütleri<br />
yoktur. Yani cephe bir güç, bir örgüt, bir otorite, bir karar organı değildir. Çünkü otorite<br />
ve karar organı yalnızca ulu önderimizdir. O hem parti, hem cephedir. -Allah onu<br />
başımızdan eksik etmesin! Ne adammış bu böyle. O her yerdedir, her şeye kadirdir. Eh,<br />
allah olmak kolay değil.- Bu gerçekten dolayı cephenin bir güç olması, kendi liderlerini<br />
yaratması engellenmiştir. Avrupa ve Kürdistan´da "cephe çalışanları" olarak<br />
adlandırılanların görevi, ulu önderimize direk bağlı olarak çalışanlara hamallık yapmak,<br />
onların tüm isteklerini yerine getirmektir. Bunlar düşüncede daha özgür, yetkide ise<br />
kölelerin köleleri konumundadırlar. Bu durum halk örgütlenmesinin kösteklenmesi,<br />
tıkatılmasıdır. Cephe örgütlenmesini böyle tıkayan ulu önderimiz, legal çalışmaların<br />
gelişmesine de engel olmuştur. HEP´in örgütlenmesini, kurumlaşmasını, partileşmesini,<br />
halkın desteğini almasını engelleyen kendisidir. Çünkü o kendisi dışında hiç kimsenin<br />
Kürt halkı tarafından tanınmamasını, hiç bir kurumun mesrulaşmasını istemez. (Bu bir<br />
Şam yasasıdır) HEP örgütlenip kurumlaşsa, halkla bütünleşip mücadele etse, HEP´liler,<br />
halk tarafından tanınır, sayılır, sevilir, sözleri dinlenir ve bir güç olurlar. Bu durum ise ulu<br />
önderimiz için büyük bir felaket olur. Đşte bu felaketi önlemek için şimdiye kadar (5) HEP<br />
genel başkanlarının yüzüne karşı sürekli "Biji serok Apo" sloganları atıldı.Ve ulu<br />
önderimiz tarafından HEP´te çalışanlar hakinda şu <strong>ayetler</strong> indirildi "HEP´lilerin hepsi<br />
reformisttir. Bizim ve halkın olanaklarına göz dikmişlerdir. Öne çikmak, meşhur olmak<br />
istiyorlar, buna fırsat vermemek lazım, kendini bilmez tiplerdir, fırsat bulsalar ülkeyi,<br />
halkı beş paraya satarlar" Bu <strong>ayetler</strong>den sonra Avrupa kullarına ve gerilaya verilen<br />
talimatlarla HEP´in anti propagandası yapıldı, halk içindeki örgütlenmesi yasaklanarak bir<br />
tabela partisi haline getirildi. HEP´nin de PKK gibi ismi ve lavhası vardı, kendisi yoktu.<br />
HEP adına seçilen milletvekillerinin sesi kestirildiği gibi adsis şansız "bir iş becermez,<br />
yeteneksiz kişiler "haline getirildiler.<br />
HEP bir yandan bu hale getirilirken diğer yandan telefon dalkavukları yaratıldı. Şam´da<br />
oturan, bu telefon dalkavukları diğer HEP´lileri de dalkavuk olmaya zorladı. Nitekim parti<br />
kongre, toplantı ve mitinglerinde Türk ve Kürt halkının dile getirilmesi gereken onlarca<br />
acil ve canalı sorunu varken hep "biji serok Apo" sologanı atıldı. Çünkü ulu önderimiz<br />
için Kürt halkının sorunlari taliydi, önemli olan HEP´lilerin de "Biji serok Apo"<br />
demesiydi. Görüldüğü gibi legal alandaki çalışmalar böylece tıkatılarak bu alanda<br />
çalışabilecek binlerce insan atıl bırakıldı. Ulu önderimiz için halkın örgütlenmesi savaşın<br />
gelişmesi fazla önemli değildir. Onun için kendi diktatörlüğünü oturtması önemliydi.<br />
Tüm bunları bir kişinin yapması ve üstesinden gelmesi mümkün gözükmüyor. Kürt<br />
halkının örgütlenmesini, bağımsız bir güç olmasını istemeyen sömürgeci güçler; halkın<br />
talebinin bağımsızlık olduğunun bilincine varan bu karanlık güçler; sömürgeci devletlere<br />
karşı gelişen, bağımsızlık ruhunu saptıran ve baltalayan bölgesel ve uluslararası ilişkilerini<br />
devreye sokmuşlardır. Ortadoğu´da kısmı bir pay sahibi olmak isteyen, küçük hesaplar<br />
peşinde koşan, ruhen kul olmaya hazır olanlar vardır. Bunlardan biri de Apo dur.<br />
Sömürgeci güçler; Apo’yu kullandılar, kullanıyorlar, kullanacaklar da. Ulu önderimiz, bu<br />
gücün taktik bir uygulayıcısı durumuna düşmüştür. Bağımsızlık ve özgürlük için yola<br />
çıkan PKK´yi tasfiye ederek, onun yerine kendine bağlı bir araç koydu ve bu aracı söz<br />
konusu stratejinin taktik bir gücü haline getirdi.<br />
Bütün bunlar bizim gerçeklerimizdir. Kürdistan bağımsızlık ve özgürlük mücadelesi bir<br />
felaket kıskacı içinde olduğu görülüyor. Ulu önderimiz bir tıpa gibi, kendini bütün