22.11.2014 Views

ayetler_renkli

ayetler_renkli

ayetler_renkli

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Onaltı gün sonra serbest bıraktılar gelinimi "Sen örgüt liderisin, örgütten kim yanına<br />

geliyor? " diye sormuşlar. Gelinim sorularına yanıt bile vermemiş. Bırakıldıktan sonra<br />

kardeşin Hasan`la sık sık konuşurlardı. Bende gizli konuşmalarını merak ediyordum ama<br />

bana birşey anlatmazlardı. Gelinim geceleri tek başına bu odada yatar, kapıyı kilitlerdi.<br />

Bir sabah geç saate kadar kapı açılmadı.<br />

Oysa sabahları erken kalkardı."Ne oldu buna, hala yatıyor mu? " dedim kardeşin<br />

Ömer`e:"çağırayım " dedi. Kapısını iki üç kez çaldı, ses çıkmayınca korktum. Gelinim<br />

intihar etti diye düşündüm. Hasan`ı çağırdık, üçümüz birlikte bahçeye çıktık, pencereden<br />

odaya bakacaktık. Tül perde çekili, pencere kapalıydı. Camı kırdıktan sonra içeri baktı,<br />

gelinim yoktu. Hasan kapıyı açınca odaya girdim; gardrobu açtım. Terlileri, topuklu<br />

ayakkabıları duruyordu, spor ayakkabıları yoktu. Sandığını açtım, giysileri sandıktaydı.<br />

Daha ben birşey söylemeden kardeşin Hasan "gitmiş" dedi. "Nereye gitmiş" dedim<br />

kızgınlıkla kardeşine. "Nereye gidecek? Savaşa, savaşa ana" dedi, gülerek. Anladımki bu<br />

şeytanın haberi vardı. "Seni gidi şeytan seni, demekki benden gizli bunu konuşuyordunuz<br />

ha?" dedim. Ama Hasan haberi yokmuş gibi davrandı. Sonra babanla diğer kardeşlerin<br />

haberi öğrendiler, hepimiz büyük salona geçtik, oturduk başımızı önümüze eğmiş<br />

düşünüyorduk. Hiç kimse tek bir kelime konuşmuyor, salona tam bir sessizlik hakimdi.<br />

Gelinim başka birisine kaçmadığına eminim. Ama bunu köylülere nasıl anlatacağız? Bir<br />

bunu düşünüyorum, bir de devlet duyarsa, bizi soruşturmaya alırlarsa nasıl ifade vereceğiz<br />

diyorum. Nitekim Hasan da bu konuyu düşünmüş olacak ki: "Tamam gerillaların yanına<br />

gitmiş, fazla düşünmenin gereği yok, biraz sonra köylüler duyar, devlete haber sızdıran<br />

olursa, nereye gittiğini öğrenmeye çalışırlar. Polise veya jandarmaya nasıl ifade<br />

vereceğimiz konuşunda düşünelim" dedi. Hemen birgün önceki yer sallantısı aklıma geldi.<br />

Birgün önce hafif bir deprem olmuştu. Hasan`a dedimki: "Askerler gelip sorarlarsa; dün<br />

deprem oldu, gelinime sen namaz kılmıyorsun bunun için deprem oldu, diyerek kızdım,<br />

ikimiz kavga ettik sabahleyin baktık ki evde yok, diyelim," dedim. Hasan ifademe güldü,<br />

beğendi. Herkes "mantıklıdır" dedi. Dağıldık. Yengelerinin gitmesi oğullarımın umurunda<br />

bile değildi, bana bakıp gülüyorlardı. Benle baban çok üzülüyor, başımıza gelmiş en<br />

büyük felaket olarak değerlendiriyorduk.<br />

Hasan ve diğer kardeşlerin dışarıya çıktılar, baban bahçeye gitti oturup düşünmeye<br />

başladı. Bende gelinimin bu odasına girdim. Eşyalarını, giysilerini tek tek saydım.<br />

Yıllarca bu işi yaptığımdan hepsini tanıyordum, düğme sayılarını bile biliyordum. Spor<br />

ayakkabısı, pantolonu, iç çamaşırları, bir gömleği, montusu yoktu. Bir de senin ona<br />

yolladığın mektupları almıştı, bize her zaman okuduğu mektupları.<br />

Gelinimin gidişi böyle oldu. Gidiş o gidiş. Nerededir, dağda mı, şehirde mi, yurt içinde<br />

mi, yurt dışında mı allah bilir! Her akşam televizyon izlemeye başladık. Eskiden böyle bir<br />

alışkanlığım yoktu. Nerde olay olmuş, kaç kişi ölmüş? Ölenlerin arasında bayan var mı,<br />

diye merak ediyor, ölü haberleri verildi mi, yüreğim ağzıma geliyordu. Ben TV`nin<br />

dilinden anlamam, baban bana tercüme ediyordu. Bazen ölü kızların resimlerini, daha<br />

doğrusu cesetlerini gösterdiğinde, babanla ikimiz televizyona sokulur, ölünün saçlarına<br />

gözlerine bakardık, ama fotoğraf çabuk geçerdi, bir sonraki akşamı beklerdik. Haberler<br />

başlar başlamaz yüreğim güm güm atar, nefes alışlarım hızlanır, gözlerim ekrana takılır,<br />

sanki kalbimin yanına saatli bir bomba konulmuşcasına saatin sesini ve tiktaklarını<br />

duyardım. Haberlerde gelinimin ismi veya resmi geçecek olsa bu saatli bomba kesinlikle<br />

patlardı. Her gece bu heyecanı yaşardım. Babanda aynısı.<br />

Sonra sıra kardeşin Ömer`e geldi. Elaziğ`da inşaat mühendisliği okuyordu. Sen evdeyken<br />

henüz ilk okula gidiyordu. Đnce uzun boylu zayıftı. Ama çok zekiydi Ömer.<br />

Cezaevindeyken bir kez görüşmene gelmişti. O zaman henüz üniversitede ilk yılıydı.<br />

Kendisiyle olan konuşmalarından çok etkilenmişti. Zaten eve geldiğinde bambaşka bir<br />

Ömer olmuştu. Buna rağmen, okuyacağını, mühendis olacağını umuyordum. Ama<br />

araştırdım, arkadaşlarından sordum, Ömer Elazığ`da değildi, üniversiteyi bırakmıştı. Bize<br />

bir kağıt geldi, o kağıtta devamsızlıktan sınıfta kalacağı yazdığı söylendi.<br />

Gitti Ömer`im."Dersim`de dağa çıkmış, devlete karşı savaşıyor, " diyorlar. Halbuki

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!