22.11.2014 Views

ayetler_renkli

ayetler_renkli

ayetler_renkli

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

görmedim,<br />

deseydim bile "oönderliktir heval" diyeceklerini biliyorum. Böylece anlıyorum ki; "ben"<br />

kelimesini<br />

ancak tanrı kullanabilir. Çünkü sadece tanrınin kişiliği ve sıfatı vardır. Biz kulların ve<br />

kölelerin<br />

sıfatı olamaz. Biz, biziz. Köle efendi gibi "ben" derse yasaları çiğnemiş olur<br />

Berxwedan ve Serxwebun gazetelerinin on yıllık bir tarihleri vardı. Almanya' ya gitmeden<br />

bu kurumlarda çok sayıda gazeteci ve yazarın yetiştirildiğini düşünüyordum, gittiğimde<br />

anladım ki;<br />

buralarda çalışanların görevi; ulu önderimizin <strong>ayetler</strong>ini redekte etmek, yayınlatmak,<br />

<strong>ayetler</strong><br />

çerçevesinde bilinen uslupla bir iki yazı yazmak, büroya gelen haberleri yine önderlik<br />

uslubuyla haber<br />

yaparak ajanslara göndermekti. Gazetede gazetecilik ve yazarlıktan anlamak, yazarlık ve<br />

gazetecilik yapmak, devrimci uslubu terk etmek, çizgiyi boşa çıkarmak, burjuva uslubu<br />

konuşturmak olarak değerlendirildiğinden, gazetecilikten anlayanlar seslerini kesmiş,<br />

resmi usluba uymuşlardır.<br />

Gazete bürosuna her gün çok miktarda haber malzemesi geliyor, bu malzeme, ilkel bir<br />

ajitasyon ve<br />

propoganda ile "haber" yapılıyordu. Ama hiçbir ajans, radyo, gazete ve televizyon böyle<br />

yapılan haberlere değer biçmiyordu. Yapılan haberleri okuyunca: Böyle haber olmaz<br />

diyorum. "partinin uslubu böyledir, biz burjuva uslubuyla haber yapamayız" diyorlardı.<br />

Konunun anlaşılabilmesi için bir örnek vermem gerekiyor: Bitlis' te bir çatışmada üç<br />

gerilla ve sekiz askerin öldüğü haberi geliyor. Bu malzeme ile şöyle bir haber yapılıyor:<br />

"Bitlis' te kahraman gerillalarımızla vahşi, çapulcu Türk ordu sürüleri arasında çıkan üç<br />

günlük bir savaşta halk kurtuluş ordumuzun üç kahraman neferi 'yaşasın başkan Apo'<br />

sloganlarıyla şehit düşerken, Türk ordusuna kahr edici darbeler vurmuş; sekiz askeri imha<br />

etmiş, çok sayıda askeri de yaralamıştır."<br />

Böyle yapılmış bir haberin hiçbir ajans tarafından yayınlanmayacağını biliyorum.<br />

Dalkavukların "Parti uslubu bozulmamalıdır" diretmelerine aldırmadan haberlerin nasıl<br />

yazılması gerektiğini izah ediyorum.<br />

Gazetecilikten anlayan bir arkadaş benden cesaret alarak biraz gerçeğe uygun haberler<br />

yapmaya başlıyor.<br />

Aradan kısa bir zaman geçiyor, basta BBC olmak üzere bir çok ajans ve gazete<br />

haberlerimizi manşetten veriyor. Haberlerin altında kullandığımiz KURD-HA on yıllık<br />

Berxwedan ve Serxwebun isimlerinin çok çok önüne geçiyor. Ve uluslararası özellik<br />

kazanıyor. Bu çalışmalarımıza karşılık Dalkavuklar ulu önderimize ve Avrupa<br />

koardinatörüne telefonlarla "gazete ve ajans, parti uslubundan uzaklastırılarak burjuva<br />

uslubuna çekiliyor" ihbarlarını yağdırıyorlardı. Serxwebun Gazetesinde çalışan<br />

yeteneksiz, kaprisli, birkaç kez uygulamalardan geçirilip köleleştirilen bir bayanın, beni<br />

takip etmek, denetim altında tutmak, ayağımı kaydırmak ve yetki alanlarımda suni<br />

sorunlar yaratmakla görevlendirildiğimi anlıyorum.<br />

Bütün kurumlarda; yalan, ispiyonculuk, entrika, ayak kaydırma, güvensizlik diz boyuydu.<br />

Kimse doğru dürüst kimse ile konuşmuyor, herkes birbirinin kuyusunu kazmaya<br />

çalışıyordu. Birbirlerinin hatalarını oturup tartışarak kendi aralarında çözme yerine;<br />

telefonla Koardinatöre veya ulu önderimize rapor etme adı altında ispiyonluyorlardı. En<br />

iyi ispiyoncu, önderlik çizgisinin en iyi uygulayıcısı olarak düşünüldüğünden aralarında<br />

inanılmaz bir rekabet vardı. Bu durum; güven, arkadaşlık bağı, yoldaşlık ilişkisi diye bir<br />

şey bırakmamıştı. Kısa zamanda durumun vahametini anlıyorum, böyle bir ortamın kim<br />

tarafından ve neden yaratıldığını kavrıyorum. Hemen gerekli toplantılar düzenleyerek, bu<br />

ilişkilerin son bulması gerektirdiğini, birbirleri hakkında eleştirisi olanların, eleştirilerini<br />

resmi toplantılarda söylemeleri gerektiğini, bunun dışında kişilerin ardından dedikodu<br />

yapmanın, resmi toplantılarda söylenmeyen düşüncelerin koardinatör veya önderliğe<br />

telefonla aktarmanın suç sayılacağını söylüyorum. Toplantılardan kısa bir süre sonra,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!