22.11.2014 Views

ayetler_renkli

ayetler_renkli

ayetler_renkli

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

için yumuşadılar. Benim de, bir gözüm onlarda bir gözüm asansördeydi. Neticede<br />

asansörün kapısı açılır açılmaz içeri daldım ve yukarı çıktım.<br />

Đşin ciddiyetini Pascal'a anlattım. Bir saat kadar bekledikten sonra, komitede çalışan<br />

Faysal durumu izlemek için aşağı indi. Döndüğünde en az altı kişinin aşağıda tertibat<br />

aldığını, birisinin Suriye muhabaratında görevli olduğunu söyledi. Kuskularım<br />

gerçekleşmişti. Ulu önderimiz sömürgeci bir devletin muhabarat elemanlarını devreye<br />

sokarak beni tutuklatmaya ve idam etmeye çalışıyordu. Đzliyorum, gözlüyorum, kafama<br />

not düşüyorum. Suçluyu suç üstü yakalıyorum.<br />

Pascal polis çağırmak istiyor. Engelliyorum "akşama kadar bekliyelim, karanlıkta çıkar<br />

gideriz." diyorum. Pascal polis çağırmaktan vazgeçiyor. Telefonla durumu Kızılhaç<br />

merkezine iletiyorum. Bekliyoruz, çevrede kuşkulu kişilerin sayısı artıyor. Komitedekiler<br />

benimle birlikte dışarı çıkmayı göze alamıyorlar. Pascal polis çağırmanın dışında çare<br />

bulamıyor. Engelliyorum, konuşuyoruz. Göz altına alınırsam ortaya çıkabilecek tehlikeleri<br />

izah ediyorum."Türk konsolosluğu ve Suriye muhabaratı beni Lübnan polisinden alabilir."<br />

diyorum. Pascal tekrar Cenevre'yle görüşüyor. Kızılhaç beni resmen koruma altına almayı<br />

kabul ediyor. Bu durum bana iletilince "o zaman polis gelip beni buradan alsın, çevrede<br />

operasyon yapmasın." diyorum. Pascal kabul ediyor.<br />

Ulu Önderimiz beni zorla Harpagoslaştırmaya çalışıyor. Ama ben<br />

Harpagoslaşmayacağıma, tarihi tekerür ettirmeyeceğime dair and içmiştim. Lübnan polisi<br />

geliyor, beni gözaltına alıyor. Bir gün Hamra semtindeki karakolun nezaretinde<br />

kalıyorum. Nezaretin hücresi pislik kokuyor. Veronik'in bana aldığı esofmanı giyip<br />

betonun üstünde yatıyorum. Sabah saat dokuzda Lübnan Emniyet Müdürlüğü'ne<br />

götürülüyorum.<br />

Konulduğum koğus 20-25 metre karelik bir alan. Yirmibeş kişi kalıyoruz. Hava sıcak ve<br />

sadece onbeş yatak var. Kavga gürültü bir yana, dil de bilmiyorum. Yüzyirmi kişi tek bir<br />

tuvaleti kullanıyoruz. Su sıkıntısı var, devletin verdiği yemek yenmeyecek durumda.<br />

Dışarıdan yemek almak ateş pahası. Mısırlı çavus Rida koğusta tam bir sömürü düzeni<br />

kurmuş. Koğuşa giren herkesin parasının beşe dördü çavus Rida'nındı. Çünkü dışarda bin<br />

lira olan Marlboro koğuşta altıbin liraydı. Ve bütün bu fiyatlar yiyecek ve su için de<br />

geçerliydi. Koğuşun kapısı gümrük kapısı gibiydi. Çavus Rida bu kapıdan giren her şeyin<br />

fiyatının beş katı vergi alıyordu. Ayrıca koğuştaki yatakları geceliğine beşbin liraya<br />

kiralıyordu. Dışarda on dolar, onyedibin Lübnan lirasıyken çavus Rida'nın "devlet" inde<br />

on dolar, onbeşbin Lübnan lirası değerindeydi. Bu düzene ilk tanık olduğumda tepem<br />

atmıştı.Toptan red etmiş, karşı çıkmıştım.<br />

Onbir yıllık cezaevi hayatımda böyle düzenlere karşı mücadele etmiş, boyun eğmemiştim.<br />

Burada bu düzeni kabul etmem imkansızdı. Đlişki kurdugum iki Kürde bu durumu kabul<br />

etmeyeceğimi, hiç bir şey satın almayacağımı, para verip yatakta yatmayacağımı<br />

söyledim. Bir süre sonra bu işin yalnız çavus Rida tarafından değil, bizzat polis ve binbaşı<br />

tarafından düzenlendiğini öğrendim. Ama yine de kabul etmedim. Tam bir soygun<br />

düzeniydi. Burada adaletsizlik adalet, kanunsuzluk kanundu. Çavus Rida kelimenin<br />

gerçek anlamıyla bir ortaçağ sultanıydı. Dalkavukları ve oğlanları vardı. Dalkavuk Sait<br />

bunların en meşhuruydu. Uluslararası yankesici Sait geceleri çavus Rida'yi öven<br />

konuşmalar yapar, biz de kahkahayla gülerdik.<br />

Ben koğuştayken Fransız bir genç çavuş Rida'nın haremine düşmüştü. Henüz on sekiz<br />

yaşlarında, tüysüz, uzun boylu, yakışıklı bir gençti. Koğuşa gelişinde Hizbullahcı<br />

olduğunu söylemiş, çok sürmeden çavuşla tanışmış ve çavuş onu ilk gecede yatağına<br />

almıştı. Ranzanın etrafındaki perdeleri çekmiş, gözlerimizin görmediği perdelerin<br />

arkasında kulaklarımızın işitebileceği şeyler yapmıştı.<br />

Çavus Rida gündüzleri çok namuslu görünürdü. Ama geceleri ranzasının etrafındaki<br />

perdeleri çeker genç oğlanlarla yatardı. Onun bu saltanatına kimse ses çıkarmazdı.<br />

Pasaportsuz, vizesiz veya Lübnan'da oturma izni olmayanların koğuşunda kaldığım kırk

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!