22.11.2014 Views

ayetler_renkli

ayetler_renkli

ayetler_renkli

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Bir hukukçu olan Tülay anlatımlarımdan etkilenerek düşünüyor... Atina'dan Selanik'e bir<br />

taksiyle gidiyoruz. Benim pasapot adım Prodoromos Poridis, yanımdaki kız arkadaşım<br />

Despina Hiristos. Arabanın penceresinden başı dumanlı yüksek bir dağ görünce "Olimpius<br />

mu?" diyorum şöföre,"Ya,ya!" diyor. Arabayı durdurmasını istiyorum. Despina ile<br />

lokantada yemek yiyiyoruz. Dışarı çıkıp başı dumanlı Olimpius'u seyrediyorum.<br />

Prometeos elinde ateşle bana doğru koşuyor. Tanrıların yasaklarını çiğne Prometeos!<br />

Bundan dolayı onu çok seviyorum. Despina neden uzun uzun dağa baktığımı soruyor.<br />

Üniversiteden ayrılan Despina bu dağın öyküsünü bilmiyor. Đlyada'yı, Odesa'yi<br />

okumamış, Homeros'u tanımıyor. Araba yolculuğumuz esnasında Despina'ya Yunan<br />

mitolojisini ve Olimpiyos'un bu mitolojideki yerini anlatıyorum. Anlatımlarımı<br />

bitirdiğimde "bilseydim ben de uzun uzun seyrederdim." diyor.<br />

Selim Fırat ve Kemal Okutan'la Doğu Almanya'ya gidiyoruz. Hambuld Üniversitesi'nin<br />

Türkoloji kürsüsünde Kürdistan tarihini ders olarak vereceğim. Selim Fırat bana<br />

çevirmenlik yapacak, Kemal Okutan'da Kürdistan'daki son gelişmeleri anlatacak. Merak<br />

ediyorum Doğu Almanya'yı. Yugoslavya'da üç gün kalmış, öğrenci, şöför ve işçilerle<br />

uzun uzun konuşmuş, hayli bilgi edinmiştim. Kitaplardan öğrendiğim sosyalizm’i bu kez<br />

gözlerimle görecektim. Selim Fırat daha önce Doğu Almanya'yı gördüğünden bizi Marks,<br />

Engels ve Lenin'in kitaplarının satıldığı bir kütüphaneye götürmek istedi. Kütüphane diye<br />

girdiğimiz büyük salonda parfüm ve kozmetik maddeler satılıyordu. "Kütüphaneyi<br />

kaldırmışlar." dedi. Dışarı çıktık çevreye bakıyoruz, binalar tek tip, pencereleri küçük,<br />

boyasız, tren vagonlarına benziyorlar. Yoldan geçen arabalar gülünç, yolların kenarına<br />

konulan banklar bakımsız, boyaları dökülmüş durumda. Doğu Berlin harabe bir şehir.<br />

Kemal Okutan "Bir müzeye gidelim." diyor. "Kemal, gördüğün bütün bu şehir<br />

sosyalizmin müzesidir. Yol kenarındaki banka, yoldan geçen arabalara, tek sıraya dizilmiş<br />

tek tip binalara bak. Sosoyalizm diye bize yutturulan rejimi anlarsın." dedim. Biraz<br />

gezdikten sonra bir Doğu Alman işçiyle konuşma firsatı bulduk. Đşçiye "Berlin duvarı<br />

yıkılmadan önce bana Doğu Alman televizyonunun bir günlük programını anlatır mısın?"<br />

diyorum. Adam hiç düşünmeden şu yanıtı veriyor" Genellikle devlet başkanı Honocker'in<br />

konuşmalarını, görüşmelerini, icraatlarını, köyde fazla üretim yapan köylüleri, onlara<br />

verilen madalyaları, tank gösterileri ve savaş filmlerinden oluşurdu program." dedikten<br />

sonra "Genellikle programlar birbirine benzediğinden televizyon fazla izlenmiyordu."<br />

Adam konuşmalarını sürdürürken Selim Fırat'ın tercümesini dinlerken bizim<br />

Almanya'daki gecelerimizi, yürüyüşlerimizi düşündüm. Ulu önderimizin resimleri, ulu<br />

önderimizin kaset konuşmaları, ulu önderimizi öven konuşmalar, ulu önderimizi öven<br />

sloganlar dışında bir şey yoktu. Ve bunlar hep tekrarlanıyordu.<br />

Şırnak bombalanmış, yerle bir olmuş, halk şehri terk etmişti. Bu durumu protesto etmek<br />

için Bonn'da onbin kişinin katıldığı bir yürüyüş yapılmıştı. Yürüyenler "Biji Serok Apo"<br />

sloganı atıyor, Serok Apo'nun fotoğraflarını taşıyorlardı. Şırnak'la ilgili tek bir slogan<br />

atılmıyor, söz söylenmiyordu. Bu artık bir gelenekti. Yürüyüş ve geceler hangi amaçla<br />

yapılırsa yapılsın sloganlar, pankartlar, resimler, afişler, konuşmalar aynıydı."Biji Serok<br />

Apo" Đşte Doğu Almanya'da bunun için sosyalizm yıkıldı ve bundan dolayı hiç sosyalizm<br />

olmadı. Resmi devlet idolojisıyle halkın yetenekleri köreltildi, fedakârlık propogandasıyla<br />

tekniğin gelişmesi durduruldu. Đnsanlar, binalar, pencereler, buz dolapları ve tost<br />

makinalari gibi tek tip olmalıydı. Bir kişi düşünme görevini üstlendi; diğerleri ağaca<br />

bağlanmış, eğitilmiş beygir gibi başını salladı. Ve sonunda gerçek anlaşıldı. Resmi<br />

ideoloji düzeniyle birlikte yıkıldı. Doğu Almanlar yaptıklarını yıktılar. Biz ise onların<br />

yıktığı şeyi yeni yapmaya başlamışız ve seviniyoruz. Onlar "Kahrolsun Honocker!"<br />

sologanını "Yaşasın Honocker!" sologanının yerine asarken, biz avazımız çıktığı kadar<br />

"Biji Serok Apo!" diye bağırıyorduk.<br />

Doğu Almanya gezimden yaklaşık iki ay sonra Batı Berlin'de yapılan Sosyalist<br />

Enternasyonal Kongresi'ne gazeteci olarak katıldım. Sovyet diktatörlüğünün son<br />

kalıntılarını da ortadan kaldırmaya çalışan, Sovyet sınırlarında Sovyetleri dünyaya<br />

kapatan Stalin'in gerdiği ideolojik perdeyi kaldıran ve "Buyrun, gelip sosyalizmi<br />

görebilirsiniz." diyen Mihail Gorbaçov'da bu kongreye katılmıştı. Kongre, Hitler'in eski<br />

meclisinin salonunda yapılıyordu. Kırkyedi yıl önce Stalin bu meclis binasını ele

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!