22.11.2014 Views

ayetler_renkli

ayetler_renkli

ayetler_renkli

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

için planlar yapılıyor olmalıydı. Nitekim ben Avrupa'ya gönderilirken ulu önderimiz<br />

yakınımı kastederek bana: "Senin adamındır, git yargıla, ne yaparsan yap" dedi. Avrupa'ya<br />

gittiğimde konuyu sadece yakınıma ve açık yürekli, dürüst, doğruları dobra dobra savunan<br />

Akif Hasan'a anlattım. Başta ulu önderimiz olmak üzere avrupadaki diğer kullar onunla<br />

boğazlanmasını istiyorlardı.<br />

Yakınımı bu işin asıl "suçlusu" olarak görmediğim için, ilişkilerimi düzeyli kalmasına<br />

çaba harcadığımdan, bana akademide ateş püskürülüyordu. Avrupa’ya gelince kendisiyle<br />

telefon sohbetleri yaptım, içerikli eleştiriler aldım. Bütün çabalarıma rağmen Avrupa'da<br />

bizi karşı karşıya getiremediler. Bekaa'daki son tutuklanmamda yakınım bana karşı<br />

kulanıldı. Verdiği raporda: "1978'de bir arkadaşın ölümüne neden olmuş, cezaevinden<br />

tahliye olup köye gittiğınde bir Türk subayı ile görüşmüş. Şeyfetin Alus'u Meriç nehrinde<br />

bırakmış, eşi 1980'de Diyarbakır cezaevinde tutukluyken, arandığı halde gidip kendisiyle<br />

görüşmüs, akademide eşiyle ilişkileri çok kötü iken, nasıl olduysa Avrupa'da düzelmişti"<br />

diye yazmıştı.<br />

Yakınım henüz tasfiye edilmemesi gereken bir tipsiz olduğundan, güzel Hacer'le işlediği<br />

"günah" kasaya konuldu, ilerde önderlik çizgisi için bir tip haline gelirse, günah kasası<br />

açılacaktı. Ben tasfiye edilmesi gereken bir mertebeye ulaştığımdan; "neden eşinle karı<br />

koca gibi yaşadın?" gerekçesiyle beni yargılayan zihniyet, henüz şekilsiz olan ve<br />

kulanılmaya elverişli olan yakınımın "akademinin kutsal toprak"ları üzerinde Hacer'le<br />

sevişmesini yargı konusu yapmıyor. Yakınım ulu önderimizin ahlak anlayışının<br />

taktiklerini tam uyguladığı için yargılanmıyor.<br />

Ulu önderimiz, pek çok genç kız ve erkeğin idam cezalarını ‘cinsel ilişkide<br />

bulunmuş’gerekçesiyle onaylarken, kendisi harem kurmuştu. Yakınım kamp savcısıyken,<br />

Haluk ve Emine kod isimli iki genç eğitim için akademiye gelmişti. Haluk Diyarbakır<br />

cezaevinde tutuklu olan Mehmet Doluk'un kardeşiydi. Kendisi de uzun süre aynı<br />

cezaevinde yatmıştı. Asıl adı Abdullah Doluk'tu. Ağırbaşlı, zeki ve efendi bir gençti.<br />

Adana'da örgüt faliyetlerini sürdürürken, edebiyat fakültesinde okuyan Adıyaman’lı<br />

Emine ile tanışmış, birbirlerini sevmişlerdi. Ben Ceyhan cezaevinde tutukluyken, Emine<br />

sık sık ziyaretimize geldiğinden kendisiyle konuşurdum. Emine'nin Haluk'tan önce başka<br />

bir arkadaşı varmış, gerillaya katılıp Cudi'de şehit düşünce, Haluk'la tanışmış, bir süre<br />

birlikte yaşadıktan sonra akademiye gelmişlerdi.<br />

Akademi yönetimi yukardaki anlatımlarımı duyunca, ikisinide tutuklattı. Đkibuçuk aydan<br />

fazla uygulamada kaldılar. Haluk, bütün hakaret, alçaltma ve baskılara rağmen ifade<br />

vermeyi red ettiğinde, mahkemeye çıkarılmadı. Emine için hazırlanan iddianame, Koçer<br />

için hazırlanan iddianamenin aynıdı idi: "Namusuz, orosupu, özel savaşın ajanı,<br />

yozlaşmış, adi." kelimeleriyle doluydu. Emine'nin duruşmasındaki iddianameyi yine<br />

yakınım okumuştu. Emine ile Haluk'un üç ay önce yaptıklarının aynısını Hacer'e yaptılar.<br />

Emine'de Koçer gibi idam cezasına carptırıldı. Biz cezaevinden çıkanlar akademide<br />

olduğumuz için demokrasi havarisi kesilen ulu önderimiz, Emine'nin idam cezasını<br />

bozarak, altı ay çalışma kampına gönderdi. Edebiyat fakültesi üçüncü sınıf öğrencisi<br />

Emine, Bar Elas bahçelerinde narin parmaklarıyla altı ay ağaçlardan meyve topladı.<br />

Kaldığı evlerde horlandı, aşağılandı, azarlandı.Ceza süresi bittikten<br />

sonra"uslanarak"akademiye geri getirildi. Sonra, kendisi başka, Haluk başka bir bölgeye<br />

savaşa gönderildi. Tüm bunlar, insanları kazanmanın, devrimcileştirmenin yöntemleri<br />

değil, Harpagos'laştırmanın yöntemleridir. Bekleyin sonuçlari hep birlikte görecegiz.<br />

Yine yakınımın görevli olduğu dönemde; eğitim görmek amacıyla Irak Kürdistan'ından<br />

akademiye 130 kişi eğitim adayı olarak gelmişti. Bunlar, eğitimlerini tamamladıktan sonra<br />

geri gönderilecek, orada PAK (Partiya Azadiya Kürdistan)da görevlendireceklerdi. Bir<br />

kısmı Soran, bir kısmı Badınan bölgesindendiler. Aralarında çok sayıda üniversite<br />

öğrencileri vardı ve değişik asiretlere mensuptular.<br />

Bu insanlar insani yöntemlerle insanca eğitilselerdi; Irak Kürdistan' ında büyük bir<br />

gelişme olacağı muhakkaktı. Çoğunluğu daha önce Talabani ve Barzani saflarında<br />

savaşmışlardı, Marksizme eğilimli olduklari için buraya gelmişlerdi. Ulu önderimize göre<br />

bunların kişiliği, Talabani ve Barzani tarafından dejenere edildiğinden, iyi bir rapt u zapt

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!