11.04.2018 Views

atailke

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Ders Notları<br />

Öğr. Gör. Ali YAYLA<br />

uluslararası alanda statükoyu korumak ve değiştirmek isteyenler<br />

olmak üzere, başlıca iki grup belirmeye başlamıştı.<br />

1939’da II. Dünya Savaşı’nın çıkmasına kadar süren bu dönemde,<br />

statükoyu değiştirmekten yana olan grup dış politikasında saldırgan<br />

bir yol izlerken, statükonun korunmasını isteyen grup yatıştırma<br />

ve ödün politikası gütmüştür.<br />

Bu bakımdan, uluslararası alanda büyük güçlüklerle sağladığı statüyü<br />

sürdürmeyi ve barışın korunmasını dış politikasında ana hedef<br />

alan Türkiye, statükocu gruba doğru kaymaya başlamıştır. Batı’dan<br />

Almanya’nın, Doğu’dan Japonya’nın baskısı altında kalan<br />

Sovyetler Birliği’nin de bu gruba kayması, Türkiye’nin bu alandaki<br />

hareket şeklini kolaylaştırmıştır. Türkiye’nin bu tutumu da, onu<br />

Milletler Cemiyeti üyeliğine götürmüştür.<br />

1. Türkiye-Milletler Cemiyeti İlişkileri: 1930 yılına doğru Avrupa’da<br />

gruplaşmaların belirli bir durum almaya, bunun uluslararası<br />

barış ve güvenliği yeni tehlikelerle tehdit etmeye başladığı sıralarda,<br />

Türkiye halen uluslararası işbirliği çalışmalarının dışında kalmış<br />

bulunuyordu. Ancak, Türkiye’nin uluslararası politikada çoğalan<br />

ağırlığı, Batılı devletler üzerinde de etkisini göstererek, onları<br />

Türkiye ile işbirliği yapmaya yöneltti. Zira 1930’da Fransız Dışişleri<br />

Bakanı’nın girişimiyle kurulmak istenen Avrupa Birliği’ne Türkiye’nin<br />

de alınması birçok Avrupa devleti tarafından istenmiştir.<br />

Bundan bir süre önce de, 1928’de, Türkiye Kellogg Paktını imzalamış<br />

ve Silâhsızlanma Konferansına katılmıştı. Ancak Türkiye, bu<br />

uluslararası işbirliği ve kollektif barış çalışmalarında bulunmakla<br />

beraber, henüz Milletler Cemiyeti’ne girmemişti.<br />

Bilindiği gibi, Milletler Cemiyeti I. Dünya Savaşından galip olarak<br />

çıkan büyük devletlerin önderliğiyle, Versailles sisteminin sürekliliğini<br />

sağlamak amacıyla kurulmuştu. I. Dünya Savaşında yenilen<br />

devletler, bu arada Türkiye örgüte üye olarak alınmamıştı. Ancak,<br />

1930 yıllarına gelindiğinde, uluslararası siyaset alanında meydana<br />

gelen hızlı değişmelerin sonucunda, yenilen devletler de örgüte<br />

alınmaya başlanmıştı.<br />

Türkiye, zaman zaman Milletler Cemiyeti’ne girmesi söz konusu<br />

olduğu halde, örgüte üye olmakta acele etmemiştir. Bunda, Musul<br />

bunalımında Milletler Cemiyeti’nin İngiltere’nin etkisi altında kal-<br />

Sayfa 113 / 174

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!