You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Ders Notları<br />
Öğr. Gör. Ali YAYLA<br />
nalar da çeşitli amme amaçlarına tahsis edilmiş olarak kullanıldılar.<br />
Halk Evlerinin kapatılması ile halkın sosyal gelişmesini hedef<br />
tutan çok faydalı bir devrime son verilmiş oldu 55 .<br />
Dinî Alanda Gelişmeler<br />
Harf devriminden sonra mukaddes kitapların, başta Kuran-ı Kerim’in<br />
basımı hizmetini Diyanet İşleri Başkanlığı ele almış; bu arada<br />
Kuran-ı Kerim’ in Türkçe meâlinin aslına mümkün olduğunca<br />
uyabilmiş basımı başarılmıştı. Daha sonra, Ezan’ın Türkçe okunması<br />
kararlaştırıldı. Bu yolda Diyanet İşleri Başkanlığı uzun ve<br />
dikkatli incelemelerde bulundu, din bakımından hiçbir sakınca<br />
olmadığı sonucuna varılarak 18 Temmuz 1932’de Ezan’ın Türkçe<br />
okunmasına başlandı.<br />
Atatürk, 29 Ekim 1923’te kendisiyle görüşen Fransız muhabiri<br />
Maurice Pernot’ya verdiği demeçte, yazarın sorusu üzerine şöyle<br />
demiştir:<br />
“Türk milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliği ile dindar<br />
olmalıdır, demek istiyorum. Dinimize bizzat hakikate nasıl inanıyorsam,<br />
buna da öyle inanıyorum. Şuura muhalif, Terakkîye mani<br />
hiçbir şey ihtiva etmiyor. Halbuki, Türkiye’ye istiklalini veren bir<br />
Asya milletinin içinde daha karışık, sun’i, itikâdât-ı batıldan ibaret<br />
bir din daha vardır. Fakat bu cahiller, bu acizler sırası gelince, tenevvür<br />
(aydınlanma) edeceklerdir. Onlar ziyaya (ışığa) takarrüp<br />
(yaklaşma) edemezlerse kendilerini mahv ve mahkûm etmişler demektir.<br />
Onları kurtaracağız.” Görülüyor ki Atatürk saf, temiz ve<br />
sade bir din anlayışı istemektedir. İslam dinine sonradan girmiş<br />
her türlü safsata, hurafe ve boş inançlara karşı akılcı bir din anlayışını<br />
benimsemiştir. Bunun ilk adımını da Kur’an-ı Kerim’in milletin<br />
bütün fertleri tarafından okunup anlaşılabilmesini sağlamakla<br />
atmıştır. Cumhuriyetin kuruluşundan iki yıl bile geçmeden 21 Şubat<br />
1925 tarihinde Meclis’teki bütçe müzakereleri sırasında<br />
Kur’an-ı Kerim’in meal ve tefsirinin, Hadis-i Şerif tercümelerinin<br />
devlet imkânlarıyla yaptırılması için talimat vermiştir.<br />
Bunun üzerine mealin Mehmet Akif Ersoy, tefsirin Elmalılı Hamdi<br />
Yazır, hadis tercümelerinin de Kamil Miras tarafından yapılması<br />
kararlaştırıldı. Ancak, Mehmet Akif bilahare bu görevi bırakarak<br />
55 Kemal Karpat, Türk Demokrasi Tarihi, İstanbul 1967, s. 323<br />
Sayfa 95 / 174