Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Ders Notları<br />
Öğr. Gör. Ali YAYLA<br />
Türkiye’nin NATO’ya Girmesi (20 Eylül 1951)<br />
Hür dünyanın savunmasında Türkiye’nin en önemli anahtarlarından<br />
biri olduğuna dair Kore’de oluşan fikir, başta Amerika ile sıkı<br />
dostluk kurmamızı sağladı. Bunu, diğer batı ülkeleriyle olan iyi<br />
ilişkiler izledi ve Türkiye, 20 Eylül 1951’de NATO’ya kabul edildi.<br />
Adnan Menderes’in, Kore ve NATO işinde isabetli bir iş yaptığı görüşü<br />
öne çıkmakla birlikte, millî ekonomi yönünden hatalı bir gidiş<br />
içindeydi. Hatta, ayağına kadar gelen dünyanın iki ünlü ekonomi<br />
uzmanı sayılan Amerikalı Baker ve Hollanda’lı ünlü maliyeci Lifting’e<br />
yüz çevirecek kadar kısır bir düşünceye itilmişti. Hemen belirtelim<br />
Lifting, Türkiye’nin ekonomisinin kötüleşmeye başladığının<br />
gözlenmeye başladığı yıllarda Dünya Bankası tarafından önerilmiştir.<br />
Menderes, Dünya Bankası ya da IMF’e karşı olduğu için değil,<br />
ekonomideki kötü gidişi kabul etmediği için bu öneriyi reddetmiş;<br />
“İnce bir takım teknik hesaplar ve tıbbî operasyonlar bir tarafa bırakılmak<br />
üzere, ben her davada her uzmandan daha iyi düşünecek<br />
ve karar verecek kudretteyim” diyecek kadar da ileri gitmiştir.<br />
Amerikan iş dünyasının önemli kişilerinden biri olan Baker da epey<br />
zamandır üzerinde çalıştığı ünlü raporunu tamamlamıştı. Özet olarak,<br />
Türkiye’de büyük sanayi yatırımları yerine, ihracat tarımını<br />
artıracak, büyük döviz kaynakları sağlayacak önlemler üzerinde<br />
duruyordu. Baker, ekonomide “Liberal Görüş”e önem veren Demokrat<br />
Parti’nin, bu rapora büyük ilgi göstereceğini sanmıştı.<br />
İç politikada hava, o yıl aralık ortasında büsbütün elektriklendi.<br />
CHP’nin sert muhalefetine, daha ağır biçimde mukabele etmek isteyen<br />
Demokrat Parti, 14 Aralık’ta çıkarılan bir kanunla CHP mallarını<br />
hazineye devretti. Demokrat Parti’ye göre bu mallar, CHP’nin<br />
“haksız iktisabı” idi.<br />
II. Dünya Savaşı boyunca Türkiye tarafından başarılı bir biçimde<br />
yürütülen tarafsızlık politikası, uygun dış ticaret ilişkileri geliştirmişti.<br />
Bu yüzden DP iktidarı ilk yıllarında, kendinden önceki yönetimin<br />
bu başarılı politikası sayesinde dış kredi kaynakları bulmada<br />
başarılı oldu ve bunlardan yararlanmasını bildi. Ayrıca savaş boyunca<br />
Merkez Bankası rezervleri de altın ve döviz bakımından iyi<br />
bir seviyeye ulaşmıştı. Kore’ye asker gönderilmesi ve böylece NA-<br />
TO’ya giriş vizesinin alınması uluslararası koşulları Türkiye’nin<br />
lehine çevirmiş, tarım ürünlerinin dış pazarda uygun fiyatlardan<br />
Sayfa 155 / 174