You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Ders Notları<br />
Öğr. Gör. Ali YAYLA<br />
vücudum bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti<br />
ilel’ebed payidâr kalacaktır.”<br />
Gazi’nin olayı şahsından çok rejime dönük kasıt olarak görmesinin<br />
sebepleri arasında, mahkemenin tespit ettiği ve çoğu ölüm kararıyla<br />
sonuçlanmış araştırma raporları vardı. İstiklâl Mahkemesi bu<br />
arada, araştırmayı genişletmiş ve Halk Fırkası’nın iktidarı devraldığı<br />
İttihat ve Terakkî’nin tasfiyesi yoluna gidilmişti. İçlerinde Dr. Nazım,<br />
İsmail Canbolat, Şükrü Beyler gibi nazırlık yapmış şahsiyetlerle,<br />
bu davanın devamı olarak Ankara’da yürütülen muhakeme<br />
sonunda ünlü maliye nazırı Mehmed Cavit, Türk Ocakları’nın ilk<br />
umumî kâtibi Halis Turgut Beyler idam edilmişlerdi. İzmir’deki incelemeler<br />
safhası içinde Kâzım Karabekir Paşa, Ali Fuat Paşa, Refet<br />
Paşa, Cafer Tayyar Paşa gibi millî mücadelenin önde gelen şahsiyetleri<br />
de hâkim önüne çıkarıldılar. Mahkeme kendilerinin suçsuzluğuna<br />
ve beraatlerine karar verdi.<br />
Şeyh Sait olayı bünyesinde, Doğu’daki feodal sistemin izlerinin olduğu<br />
kadar, dinî kişilikleri çevrelerinde büyük etki yapan ve bunu<br />
da, başlarında oldukları tarikâtlerle yönettikleri tekkelere dayandıran<br />
kişilerin olması gerçeği yönünde, laikliği benimsemiş devletin<br />
bünyesinden bu kalıntıların silinmesi benimsendi. 30 Kasım<br />
1925’te kabul edilen kanunla tekkelerin türbelerin kapatılması,<br />
tarikâtlerin kaldırılması kararlaştırıldı.<br />
O günün şartları içinde temeli Türk hayat ve felsefesi olan ve kuruluş<br />
devirlerinde sosyal ve sanat hayatı üzerinde olumlu etkiler de<br />
yapmış olan Mevlevîlik, Bektaşîlik gibi tarikâtleri de karar dışında<br />
bırakmak mümkün olmadı. Kanun, kesin hükümleri getirmekle<br />
beraber; kökü çok derinlere dayalı ve getirdikleri düzenle günlük<br />
yaşantı içinde izler bırakmış tarikâtlerin varlıklarını sürdürdükleri<br />
zamanla görüldü.<br />
17 Şubat 1926’da kabul edilen Medenî Kanun’la, kişi ve aile hayatında,<br />
yaşanılan çağın en ileri toplumu sayılan İsviçre’nin hayat<br />
şekli benimsendi. Böylelikle, İslâm şeriatının kadın varlığı üzerindeki<br />
kıstasları da terkedildi. Daha sonra kadının siyasî hayatta erkeği<br />
ile eşit düzeye gelebilmesinin ilk adımı da atıldı.<br />
Sayfa 85 / 174