Din Sosyolojisi - Anadolu Üniversitesi
Din Sosyolojisi - Anadolu Üniversitesi
Din Sosyolojisi - Anadolu Üniversitesi
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Robertson’a göre, glokal kavramı, global ve lokal küçültme yoluyla elde<br />
edilmektedir. Yani Roland Robertson’ın bakış açısından küreselleşme kavramı,<br />
küresel ile yerel olanın etkileşimidir. (Robertson, 1999/b: 119-123)<br />
Bunun anlamı; küresel (evrensel) ile yerel olanın karşılıklı olarak bir gerilim<br />
ve iletişim içerisinde olmasıdır. İşte bu sebeple “global” ve “local” (yerel)<br />
kelimeleri bir anlamda kaynaştırılarak “glokalleşme” kavramı elde edilmiştir.<br />
Robertson bunu, bir yandan tikellik ile farklılığa, öte yandan evrensellik ile<br />
türdeşliğe doğrudan ve dengeli bir ilgiyle yaklaşmak şeklinde ifade etmektedir.<br />
Bu yaklaşım büyük ölçüde, 20. yüzyılın sonlarında tikelciliğin evrenselleşmesinin<br />
ve evrenselciliğin tikelleşmesinin içiçe geçmesini içeren derin,<br />
ikili bir sürece işaret etmektedir. (Robertson, 1999/b: 166)<br />
Robertson, diğer teorilerden farklı olarak küreselleşmeyi tek bir kültürün homojen<br />
bir biçimde tüm dünya ölçeğinde mutlaka kabul edilmesi ve mutlak bir<br />
homojenlik olarak tanımlamaz. Bir yandan homojenleşme, bir yandan da<br />
farklılaşma süreçlerinin bir etkileşimi olarak ele alır.<br />
Aslında Robertson, modernleşmenin kavramlarını, ölçeklerini büyüterek<br />
küresel mantık içerisinde yeniden ele almakta ve tanımlamaktadır. Bilindiği<br />
gibi modernleşme, bireysel varlıkların cemaat denilen sosyal form içinde<br />
anonimleşmesi gerçeğinden gittikçe kopuşu ve birey/toplum farklılaşmasının<br />
giderek artışı anlamına gelmektedir. Robertson, cemaat yerine ulusal<br />
toplumları, cemiyet yerine küresel toplumu koyarak ölçeği küreselleştirmektedir.<br />
Bu ilişki, belli bir ulusal toplumda yerleşik olan norm ve değerleri,<br />
dünyanın öteki toplumları tarafından konulan norm ve değerlerle giderek<br />
artan biçimde yüz yüze getirmektedir. Bu bağlamda küreselleşme, tüm bir<br />
dünyanın tek bir mekan oluşturmak adına, giderek artan bir şekilde karşılıklı<br />
olarak bağımlı hale gelmesine yol açan kapsayıcı bir süreçtir. (Kutluer, 2006:<br />
35-37) Böylece Robertson, küreselleşmeyi sadece dünyanın homojenleşmesi,<br />
bütünleşmesi olarak gören anlayışlara mesafeli durmakta ve evrensel ile<br />
yerelin karşılıklı bağımlılık ve ilişkisi olarak yorumlamaktadır.<br />
4- Anthony Giddens-Modernliğin Küreselleşmesi<br />
Öz olarak Anthony Giddens, modernliğin kurduğu ağ ve şebekenin ölçeğinin<br />
büyümesi bağlamında küreselleşmeye bakar. Giddens, küreselleşmeyi yeni<br />
bir süreç olarak görmez. O, yeni bir döneme girmekten ziyade, modernliğin<br />
sonuçlarının eskisinden daha çok radikalleştiği bir başka döneme girildiğini<br />
söyler. Bu durum zaten modernleşmenin evrenselleşme iddiaları ile paralellik<br />
arz etmektedir.<br />
Giddens’a göre bugün Batı’nın dünyanın geri kalan kısmını kavrayan<br />
penceresinin giderek gevşemesi, ilk önce Batı’da ortaya çıkmış kurumların<br />
etkisinin azalması değil, tam tersine bunların küresel olarak yaygınlaşmasının<br />
sonucudur. Bu bağlamda modernliğin dört kurumsal boyutu olan ulus-devlet<br />
sistemi, kapitalist dünya ekonomisi, askeri dünya düzeni ve uluslararası iş<br />
bölümünün bir etkileşimi olarak ve ölçek büyüterek küreselleşme kendisini<br />
göstermektedir. Giddens, küreselleşmenin ortaya çıkışında zaman-mekan (uzam)<br />
ilişkisine değinir. Ona göre, mekanik saatin icadı ve nüfusun tamamına<br />
yayılması, zamanın mekandan ayrılmasında çok önemli bir olaydı. Böylece<br />
modernliğin ortaya çıkışıyla herhangi bir yüz yüze etkileşim durumundan<br />
uzak olarak, yüz yüze olmayan (sanal) ilişkileri geliştirerek mekanın önemini<br />
azaltmaktadır. İşte modern dönemde zaman-mekan uzaklaşması, önceki<br />
bütün dönemlerden daha fazladır. Yerel ve toplumsal biçim ve olaylar<br />
arasındaki ilişkiler de buna uygun olarak esnerler. Küreselleşme, asıl olarak<br />
133