Din Sosyolojisi - Anadolu Üniversitesi
Din Sosyolojisi - Anadolu Üniversitesi
Din Sosyolojisi - Anadolu Üniversitesi
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Kültürel anlamda küreselleşmenin iki boyutunu burada zikretmeliyiz.<br />
Birinci boyut modern Batı kültürünün tüm dünyaya yayılması anlamında bir<br />
küreselleşme. İkinci boyut da, farklı yerel kültürlerin dünya ölçeğinde<br />
kendilerini çok rahat ifade edebilmeleridir ki, böylece kültürler tüm dünyada<br />
dolaşıma girebilmektedirler. Modernlik çok geniş arka planıyla Batı kültürü<br />
ve yaşam tarzını içermektedir. Batı’nın, tüm dünyanın modernleşeceği iddiası,<br />
zaten özünde küreselleştirici bir özellik taşıdığını göstermektedir. Hakikaten<br />
modernizm çok farklı yollarla dünyada birçok ülkeyi etkisi altına almıştır.<br />
Dolayısıyla bugün modern Batı kültürü global çapta yaygınlık kazanmış<br />
durumdadır.<br />
Öte yandan farklı kültürlerin dolaşıma girmesiyle, kültürel anlamda bir<br />
çoğulculuk meydana gelmiştir. Bu anlamda kültürün küreselleşmesi, kültürel<br />
çoğunluğun artması süreci (Jary-Jary, 2000: 253) olarak da görülmektedir.<br />
Bugün sıklıkla tartışılan “çokkültürlülük” kavramı, hâkim kültür yanında her<br />
kültürün kendisini ifade etmesini içermektedir. Diğer yandan bu iki boyutun,<br />
yeni hâkim kültürle yerel kültürlerin etkileşimi de yeni kültürel durumları<br />
dünya insanının önüne getirebilmektedir. Bu etkileşimler, bir kültürün kendisini<br />
ifade edebilmesi şeklinde gelişebileceği gibi, bir eklektiklik (her kültürden<br />
farklı unsurları bir araya getirerek bir bütün oluşturma) biçiminde de<br />
olabilir.<br />
Yukarıda anlatılan kültürel küreselleşme bağlamında “çokkültürlülük” konusunda<br />
dünyada yaşanan tartışmalar ve problemlerden örnekler veriniz.<br />
4- İletişimde Küreselleşme<br />
Sanayileşmeden sonra dünyada devrim niteliğinde bir gelişmeden bahsedilecekse<br />
bu, herhalde iletişim alanında gerçekleşmiştir. Geride bıraktığımız<br />
son yüzyılda iletişim araçlarının baş döndürücü bir hızla geliştiğine tanıklık<br />
ettik. İletişim araçlarındaki çeşitlilik artışı hâlâ bütün hızıyla devam etmektedir.<br />
Gazete, telsiz, radyo, uydu televizyon, internet ve cep telefonları bu<br />
iletişim devriminin farklı uğrak noktalarını oluşturmaktadır.<br />
Türkiye’de 1968 yılında ilk defa televizyon kuruldu. Tek kanallı televizyon<br />
günlerinden uydu aracılığıyla yapılan yayınlara doğru işleyen süreç,<br />
giderek dünyayı ülkedeki insanların odasına getirdi. Hatta 1991 yılında Kuveyt’i<br />
işgâl eden Irak’ı karşı A.B.D. öncülüğündeki savaş ve 2003 Irak<br />
işgalini tüm dünya canlı yayında izlediler.<br />
Bugün gelinen noktada cep telefonları ile ânında görüşmeler mümkün<br />
olabilmektedir. İnternet ise, iletişimin çok daha hızlı, ucuz ve aktif bir şekilde<br />
yapılabildiği bir ortamdır. Dünyanın en uzak yerlerine fotoğraf, dosya ve<br />
bilgi gönderilebilmekte; hatta canlı yayın ortamı da sağlanabilmektedir. Yine<br />
söz gelimi; A.B.D. ve Avrupa’da bir üniversitenin kütüphanesindeki kitapların<br />
içeriğine ulaşmak artık imkân dâhiline girmiştir. Aslında iletişim, tüm<br />
araçlarıyla küreselleşmenin gerçekleşmesinin bir ortamı, aracı olarak işlev<br />
görmektedir.<br />
5- Küreselleşmede Ekolojik Boyut<br />
Çevre, insanlığın ilk dönemlerinden bu yana insanı kuşatan bir olgudur.<br />
Ancak, son birkaç yüzyılda üzerindeki olumsuz etkiler konuşulmaktadır.<br />
Sanayileşme ile birlikte Avrupa’dan başlayarak dünyanın birçok yerinde<br />
137