08.08.2013 Views

Din Sosyolojisi - Anadolu Üniversitesi

Din Sosyolojisi - Anadolu Üniversitesi

Din Sosyolojisi - Anadolu Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

leceğini öne süren Luckmann’a göre, ‘kilise ve dinin özdeşleşmesi’,<br />

sekülerleşmenin yanlış anlaşılmasına neden olmaktadır. Şöyle ki, iyi<br />

temellendirilmemiş bir teorinin yokluğunda, sekülerleşme tipik bir şekilde,<br />

kiliselere devamın azalmasıyla ölçülen patolojik bir süreç olarak görülmüş ve<br />

kurumsal boşluk, Comte tarafından öngörülen bir karşı kilise tarafından<br />

doldurulmadığından, modern toplumun dindar olmadığı sonucuna varılmıştır.<br />

Luckmann, dinin, giderek daha öznel ve özel bir konu haline gelmeye<br />

başladığını, yani kiliseden koparak bireyselleştiğini ifade etmektedir. Bu<br />

şekilde dinin ‘resmi model’i ile ‘bireysel dindarlık’ arasında bir ayrım yapan<br />

Luckmann, resmi modelin yerini, modern zamanlarda bir başkasının<br />

doldurabileceği ihtimalinin göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulamaktadır.<br />

Bu yeni süreçte din, bireyin kendisini içinde bulduğu verili ve nihai bir kutsal<br />

kozmos olmaktan çıkmış ve bireysel bir tercih meselesi haline gelmiştir.<br />

<strong>Din</strong>in geleneksel tarzlarıyla karşılaştırıldığında dinin bu yeni toplumsal<br />

formu, dindarlığın köklü bir şekilde öznel/bireysel bir biçimidir.<br />

Peter Berger (1929–…)<br />

Çağdaş dinin sosyal psikolojisi hakkındaki görüşünü büyük ölçüde<br />

Luckmann’a borçlu olduğunu ifade eden Berger, “<strong>Din</strong>in Sosyal Gerçekliği”<br />

adlı eserinde, insanı merkeze oturtan antropolojik ve fenomenolojik bir din<br />

sosyolojisinin yöntemlerini geliştirmeye çalışmaktadır. <strong>Din</strong>i, onun toplumsal<br />

işlevselliği açısından tanımlamaya girişen en inandırıcı ve en kapsamlı<br />

girişimin, Luckmann’ın “Görünmeyen <strong>Din</strong>”deki teorisi olduğunu belirten<br />

Berger, Luckmann’ın, beşeri olan her şeyin aynı zamanda dini de olduğu<br />

yönündeki antropolojik varsayımlarına ve kiliseye bağımlı bir din anlayışını<br />

eleştirmesine tamamen katıldığını ifade etmektedir. <strong>Din</strong>i, ‘kendisiyle kutsal<br />

bir kozmosun kurulduğu insani bir girişim’ olarak tanımlayan; ama din ile<br />

insan arasındaki ilişkinin tek yönlü değil, diyalektik bir ilişki olduğunu<br />

vurgulayan Berger, dinin, insanın dünya kurma girişiminde stratejik bir rol<br />

oynadığını; fakat kutsalın tarihi tezahürlerinin çok farklı görünümlere sahip<br />

olduğunu belirtmektedir.<br />

Diğer yandan, bu çeşitlilik ne kadar geniş olursa olsun, din, beşeri aktivite<br />

ve beşeri anlamlandırmanın bir ürünü, daha doğrusu beşeri bir yansıtmadır ve<br />

insani ürünleri, insan–üstü veya insan–dışı olgular haline dönüştürmektedir.<br />

İnsan tarafından kurulan dünya, onun insan ürünü oluşu inkâr edilerek<br />

açıklanmakta; böylece insani düzen (nomos), ilahi düzene (cosmos)<br />

dönüşmektedir.<br />

<strong>Din</strong>, insani dünyaya yabancı olan varlıkların ve güçlerin realitede var<br />

olduğunu öne sürer ve yabancı olan bir şeyi insana karşı öne sürmek<br />

suretiyle, insanı kendinden yabancılaştırmaya başlar. Bir beşeri anlamlar<br />

dünyası olan sosyokültürel dünya, beşeri olmadığı iddiasıyla sırlarla kaplanır.<br />

Bu yanlışlama eylemi, esrarengizleştirme olarak da adlandırılabilir. Bütün<br />

beşeri ürünler, insani kavramlarla anlaşılabilecekken; din tarafından onların<br />

üzerine atılan bu büyüsellik örtüsü böyle bir anlamayı önler. Dolayısıyla<br />

Berger’e göre, din, en güçlü yabancılaşma aracı olarak, tarih boyunca yanlış<br />

bilincin çok önemli bir şekli olmuştur ve yabancılaşma ve yanlış bilinç,<br />

daima insan ile ürünleri arasındaki diyalektiğin inkarını gerektirir.<br />

Sekülerleşmeyi (secularization), toplumsal ve kültürel alanların, dini<br />

kurumlar ve sembollerin egemenliğinden arındırılması süreci olarak tanım-<br />

24

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!