08.08.2013 Views

Din Sosyolojisi - Anadolu Üniversitesi

Din Sosyolojisi - Anadolu Üniversitesi

Din Sosyolojisi - Anadolu Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

kadar, dinin telafi edici işlevinden de kaynaklanmaktadır. Meselâ; bugün,<br />

yoksulluk dünyayı tehdit eden en önemli sorunların başında gelmektedir.<br />

Küreselleşme süreci ile bu, daha da belirgin hâle gelmiştir. Birleşmiş<br />

Milletler İnsani Gelişme Raporu’na göre, dünyada en üstteki 358 küresel<br />

milyarderin toplam serveti en yoksul kesimden 2,3 milyar insanın (dünya<br />

nüfusunun % 45’i) toplam gelirine eşittir. (Bauman, 1999: 82) Bu dengesizlik,<br />

ölçek büyüten kapitalizm karşısında dinleri bir ümit kaynağı olarak<br />

ortaya çıkarmaktadır. Bu açıdan dini içerikli birçok sosyal olay ve söylemin<br />

sayısı her geçen gün artmaktadır.<br />

<strong>Din</strong>, ulus-devlet sınırlarının aşınarak küreselleşmenin yayılması oranında,<br />

yeni durumun içinde farklı özelliklerle kendisini göstermektedir. Ulus-devlet<br />

vatandaşlığının, küreselleşmenin yaygınlaşması oranında dünya vatandaşlığına<br />

doğru dönüşümü söz konusudur. İşte tam da bu noktada din, küresel<br />

bir sivil toplum ve dünya vatandaşlığının oluşturulması ile demokratik uygulamaları<br />

yeniden tanımlamaktadır. (Falk, 2001: 36) İletişim ve ulaşım imkanlarının<br />

artması ile insanların farklı dinlerle karşılaşma ve onları tanıma süreci<br />

de hızlanmıştır. Eskiden belki Avrupalı, bir Müslümana ya televizyon programında<br />

ya da Ortadoğu’da bir ülkeye seyahatinde rastlıyor idi. Fakat bugün<br />

Avrupa’da çok farklı ülkelerden Müslümanlar yaşamaktadır. Şimdi Avrupalı<br />

bir insan farklı bir dinden insana somut olarak kendi yaşam tecrübesi içinde<br />

rastlamakta; her gün sokakta Müslümanın yaşam tarzının farklı boyutlarına<br />

şahit olmaktadır. Meselâ; daha önceki sömürgeci politikalardan dolayı<br />

Fransa’da ağırlıklı olarak Cezayir, Fas, Tunus; İngiltere’de Pakistan,<br />

Hindistan ve Afrika’dan Müslümanlar yaşamaktadır. Öte yandan Müslümanlar<br />

da farklı dinden insanlarla hayatın içinde karşı karşıya gelmişlerdir. Bu<br />

durum hem karşılıklı tecrübeleri arttırmış, hem de dinin gittiği yeni coğrafyalarda<br />

o bölgenin şartları içinde yeniden yorumlanmasına sebep olmuştur.<br />

Meselâ, “İslam’ın batılılaşması” ya da “Euro İslam” (Avrupa İslam’ı) gibi<br />

kavramlar ve tanımlar böyle bir sürecin sonucudur. Buna göre Müslümanlar<br />

Batı’da yaşadıkları son elli-altmış yıllık süre içerisinde Batı kültürü, siyaseti<br />

vb. koşullar içinde İslam’ı kendi yaşamlarında yeniden tecrübe etmişlerdir.<br />

Bu tecrübe, İslam ülkelerinden doğal olarak farklılıklar taşımaktadır. İşte<br />

meselâ, “Euro İslam” Müslümanların Avrupa koşulları içerisinde yaşadıkları<br />

ve tartıştıkları İslam’ı anlatmaktadır. Benzer bir ilişkiyi batılıların doğu<br />

dinleri karşısında edindikleri tecrübeler için de söyleyebiliriz.<br />

Üstelik bu tecrübeleri bugün daha da hızlandıran şey, küreselleşmenin<br />

mekana ihtiyaç duymayan yapısıdır. Televizyondan sonra bugün internet,<br />

küreselleşmenin (=dünyalılığın) en iyi yakalanabileceği ve yaşanılabileceği<br />

yerdir. Üstelik internet, televizyondan farklı olarak aktif katılımı mümkün<br />

kılmasıyla, bu tecrübelerin hem karşılıklı paylaşılabilmesini hem de yeni tecrübeler<br />

edinilebilmesini mümkün kılmaktadır. Nitekim çok farklı din, mezhep,<br />

cemaat, topluluk, dini hareket vb.. internet siteleri kurmuşlardır. Bunlar<br />

dünya çapında takip edilmektedir. Dolayısıyla bir kişi, masasının başında<br />

bulunduğu yerden, farklı din ve dini hareketleri tanıma olanağına sahiptir.<br />

Hatta bu sayede sadece belirli bölgelere mahsus Budizm gibi yerel düzeydeki<br />

dinler de dünya ölçeğinde dolaşıma girmişlerdir.<br />

<strong>Din</strong>lerin bir şekilde kamuya dair siyaset, eğitim, kadın ve eşitlik gibi<br />

konularla ilgili hale gelmesi, onların küresel ölçekte de dünya politikaları<br />

arasında görünür kılmaktadır. 11 Eylül olaylarını bu çerçevede örnek göstermek<br />

mümkündür. Bu olayın hemen ardından “Ilımlı İslam” şeklinde<br />

isimlendirilen ve dünya ölçeğinde bir proje olarak uygulamaya sokulduğu<br />

iddia edilen bir tartışma güncelliğini korumaktadır. Gerek 11 Eylül, gerekse<br />

141

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!