08.08.2013 Views

Din Sosyolojisi - Anadolu Üniversitesi

Din Sosyolojisi - Anadolu Üniversitesi

Din Sosyolojisi - Anadolu Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

yani olayları olduğu gibi tanımak, anlamaya ve anlamlandırmaya çalışmak,<br />

bunun için de sübjektif kaygılardan, yerleşik inanç ve düşüncelerden olabildiğince<br />

sıyrılmak, gerçeğe ulaşmak için ne kadar önemli idiyse, açıklama<br />

da belki daha da fazla önem taşımaktadır. Bu durum, sanıldığı gibi hiç de<br />

kolay bir iş değildir. Çünkü sosyal olaylar, fizik ve kimya gibi laboratuarda<br />

incelenebilecek olaylar değildir. Sosyal olaylar, kendine özgü yapısı gereği<br />

karmaşık ve dinamik, çözümlenmesi zor, uzmanlık gerektiren özelliklere sahiptir.<br />

Hele hele bu olaylar gözlemcinin bizzat katıldığı, yaşadığı olaylar ise,<br />

gözlemcinin daha dikkatli olması kaçınılmazdır. Sağlıklı sonuçlar elde etmek,<br />

doğru açıklamalarda bulunabilmek için, objektiflik ilkesinin hayati önemi<br />

kendiliğinden ortaya çıkar.<br />

Bu durum din sosyologları için farklı bir yönüyle daha da önem kazanmaktadır.<br />

Çünkü din, kişilerin inanç, düşünce ve yaşam biçimlerini derinden<br />

etkileyen, olaylara bakış açısını belirleyen ve yönlendiren bir olgudur. Bunun<br />

tersi de olabilir. Yani gözlemci dinin dışında hatta ona karşı da olabilir. Her<br />

ne şekilde olursa olsun, din sosyolojisi çalışmalarında objektiflik ilkesi zedelendiğinde,<br />

araştırma sağlıklı yürüyemeyeceği gibi, elde edilen sonuçlar ve<br />

açıklamalar da gerçeği yansıtmaktan uzak kalacaktır. Sadece, kişisel yargılarını<br />

ve bir adım daha ileriye gidersek, ideolojik tutumlarını doğrulatmak gibi<br />

yanlış, hatalı bir o kadar da yanıltıcı açıklamalara ve sonuçlara sürüklenilmiş<br />

olacaktır.<br />

Demek ki, din sosyolojisi araştırmalarında en önemli iş bilimsel ölçütler<br />

doğrultusunda ele alınan olayı doğru anlamak, incelemek, açıklamak ve yorumlayabilmektir.<br />

Diğer yandan sosyal olayları açıklamada sübjektif ve psikolojik öğeler<br />

yeterli değildir. Başka bir anlatımla, sosyal olaylar hiçbir zaman bazı kişilerin<br />

istek ve iradelerinin eseri olmadıkları gibi, biyolojik zorunluluktan da doğmazlar.<br />

Bu anlamda Durkheim, “Sosyal olayın nedeni yine sosyal karakterli<br />

bir olay olabilir. Biyolojik ve ruhsal bir olay, sosyal bir olayın nedeni olamaz”<br />

demektedir. Hâlbuki dinin bireyi ve toplumu aşan doğaüstü aşkın bir<br />

yönü, kutsal bir mahiyeti vardır. <strong>Din</strong>i- sosyal olaylar kendi bağlamı içinde yani<br />

manevi bağlamından koparılmadan incelenmeli ve açıklanmalıdır. <strong>Din</strong>in<br />

kendine özgü varlığı ve dinamizmini görmezden gelerek kuramlar geliştirenler<br />

yanılgıya düşmüşlerdir. A. Comte’un pozitivist felsefesinden kaynaklanan<br />

bir anlayışla, ruhani ve manevi gelişmelerin maddi şartların bir sonucu sayılması<br />

bu durumun tipik bir örneğidir. Comte’un dini, toplumların bir fonksiyonu<br />

olarak görmesi, K. Marks’ın dini, toplumun iktisadi hayatının bir sonucu<br />

olarak algılaması, E. Durkheim’in dini toplumsal şartlarda arayarak kaynağını<br />

toplumun kolektif vicdanından aldığını ileri sürmesi ve S. Freud’un din<br />

hayatını bir nevruz olarak açıklamak istemesi de bu yanılgının tipik örneklerindendir.<br />

Bütün bunlar dini, din ve toplum ilişkilerini yanlış ve tek nedenli<br />

yorumlamanın sonuçlarıdır.<br />

Bugün artık, tek neden kavramı fazla bir şey ifade etmemekte, yerini çok<br />

nedenli açıklamalara bırakmış bulunmaktadır.<br />

<strong>Din</strong> sosyolojisi açıklamalarında, birçok sosyal, kültürel ve sosyo ekonomik<br />

faktörlerin dine etkilerinin yanı sıra dinin de sosyal hayatın çok çeşitli<br />

alanlarına etkilerinin yani karşılıklı bağımlılık ve etkileşimin söz konusu<br />

olduğunu gözden uzak tutmaması gerekir.<br />

13

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!