08.08.2013 Views

Din Sosyolojisi - Anadolu Üniversitesi

Din Sosyolojisi - Anadolu Üniversitesi

Din Sosyolojisi - Anadolu Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

davranış olduğu görülmektedir. (Aydın ve Açıkmeşe, 2008:212) Hedef<br />

seçme konusunda din, milliyet ve etnisite sınırları tanımayan şiddet ve terör,<br />

siyasi amaçlı olmakla beraber aslında aynı zamanda sosyal bir soruna işaret<br />

etmektedir. Ancak Taliban, Hizbullah ve El-Kaide gibi örgütlerin eylemlerini<br />

haklılaştırmak için kullandıkları dilin din dili olması, cihad ve şahadet gibi<br />

İslami kavramlara atıflarda bulunmaları İslam ile terör arasında daha kolay<br />

ilişki kurulmasına neden olmaktadır.<br />

İslam dini diğer din mensupları ile ilişkileri ve birlikte yaşamı düzenlemiş,<br />

toplumsal düzenin temini ve devamı için ilkeler koymuş, devletlerarası<br />

ilişkilere ilişkin bir çerçeve geliştirmiş, çatışma durumlarında ortaya çıkabilecek<br />

sorunlara ilişkin olarak ise savaş hukuku çerçevesinde hukuki ilkeler<br />

vaz etmiştir. Bütün bu alanlarda temel ilkenin barış, istikrar, eşitlik, adalet,<br />

hukukun üstünlüğü, toplumsal denge, hoşgörü, inanç özgürlüğü, güvenlik ve<br />

orta yol etrafında şekillendiği görülmektedir. İslam’ın iki önemli kaynağı<br />

Kur’an ve Sünnet aşırılığı, şiddet ve terörü hoş görmemiş ve kaçınılması<br />

gereken fiiller olarak bildirmiştir.<br />

İslam, Hz. Muhammed döneminden itibaren toplumlar arası ilişkileri hukuki<br />

ilkelere göre düzenleme yoluna gitmiştir. “Milletlerarası ilişkilerin barış<br />

içinde sürdürülebilmesi ve bunun sağlam temellere oturması için karşılıklı<br />

güven ve haklara saygı” vurgulanmış, “milletlerarası ilişkilerde Müslümanlara,<br />

verdikleri sözleri tutarak karşılıklı güveni sarsacak davranışlardan sakınmaları<br />

(el-Maide 5/1; en-Nahl 16/91,92,93), insanlar arasında hiçbir ayırım<br />

yapmadan adaletle davranmalarını, kin ve düşmanlıklar yüzünden zulüm ve<br />

haksızlığa yönelmemelerini emreder (e-Nisa 4/58; el-Maide 5/2,8).” (Özel,<br />

2007:46)<br />

İslam ve şiddet arasında ilişki kurulmasına neden önemli kavram ve<br />

fiillerden biri “cihad”dır. Bu kavram İslam tarihi boyunca sosyal ve siyasi<br />

şartların da etkisi ile çeşitli biçimlerde anlamlandırılmıştır. İslam’ın ilk<br />

dönemlerinde dinin yayılması için yapılan savaş ve mücadele ile inkârcılara<br />

karşı koymak cihad olarak görülürken, Müslüman toplulukların düşmandan<br />

savunulması görevi de bu kapsamda değerlendirilmiştir. İslam ülkelerinin<br />

işgal altında olduğu dönemlerde ise cihad, sömürge güçlerine karşı bağımsızlık<br />

mücadelesi olarak görülmüş ve teşvik edilmiştir. İslam bilginlerinin<br />

genel kabulü cihadın bireyler, gruplar ve cemaatler tarafından değil siyasi<br />

irade ve iktidar tarafından yürütülmesidir. Ancak sayıları oldukça az da olsa<br />

bazı Müslümanların cihadı bireysel bir görev olarak yorumladıkları ve<br />

eylemlerini bu kavramla haklılaştırmaya çalıştıkları da bilinmektedir. Ancak<br />

bu yaklaşımın Müslümanların kahir çoğunluğu tarafından kabul edilmediği,<br />

İslam dininin şiddet ve terör olaylarını meşrulaştırmak amacıyla araçsallaştırılmasını<br />

onaylamadıkları görülmektedir.<br />

Cihad kavramına yüklenen bir başka anlam ise dini ve ahlaki mükemmelliğe<br />

ulaşmak ile ilgilidir. Bu anlayışa göre insan manevi açıdan derinleşmek<br />

için kötülüklere karşı koymalı, nefsinin esiri olmamalı ve ahlaki olgunluğa<br />

ulaşmak için çabalamalıdır. Buna karşın Müslümanlar arasında yukarıda<br />

da işaret edildiği gibi içinde bulundukları siyasi, ekonomik ve toplumsal<br />

şartların da etkisiyle dini nasları şiddeti meşrulaştırıcı biçimde yorumlayanların<br />

varlığı da inkâr edilemez. “İslâm dünyasında erken devirlerden itibaren<br />

siyasî sebepler yanında, eski dini geleneklerden kaynaklanan dış tesirler,<br />

insanların sahip oldukları farklı karakter ve ruhi yeteneklerden kaynaklanan<br />

psikolojik ve sosyal bazı sebeplerle aşırılık anlayış ve hareketleri ortaya<br />

çıkmıştır. <strong>Din</strong>î nasların aşırı ve yanlış yorumlarıyla dinden çıkan aşırılar<br />

238

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!