08.08.2013 Views

Din Sosyolojisi - Anadolu Üniversitesi

Din Sosyolojisi - Anadolu Üniversitesi

Din Sosyolojisi - Anadolu Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Gündelik Hayatta <strong>Din</strong><br />

GİRİŞ<br />

Gündelik hayat her gün içinde yaşadığımız, hayatımızı hemen hemen bütün<br />

yönleriyle kuşatan, rutin ilişkilerimizi düzenleyen, üzerimizde zorlayıcı<br />

etkileri olan bir toplumsal gerçeklik alanıdır. Bizim dışımızda veya bizimle<br />

birlikte hayat bulan pek çok gerçeklik alanı söz konusudur. Sanat, din,<br />

siyaset, ekonomik yapı, rüyalar, metafizik tecrübeler bunlara örnek olarak<br />

verilebilir. Gündelik hayat bütün bunlardan da izler taşıyan, görünüşte çok<br />

önemli olmayan ama aslında hepsinden çok daha fazla biçimde birey<br />

üzerinde etkili olan yaşantı alanıdır.<br />

Birey doğduğunda kendi dışında kurulmuş bir dünya ile karşı karşıya<br />

kalır. Henüz bu dünyayı anlamaktan, dolayısıyla bu dünyanın kurulmasına<br />

katkıda bulunmaktan çok uzaktır. Yakın çevresinden başlamak üzere diğer<br />

insanlarla ilişki biçimleri, temel fizyolojik ihtiyaçlarını karşılama konusundaki<br />

davranış biçimleri, hayatını saran kültür öğeleri hazır olarak karşısındadır.<br />

Birey toplumsallaşma sürecinde bütün bu verili dünyayı içselleştirir<br />

ve sosyal kişiliğinin bir parçası haline getirir. Aslî sosyalleşme denilen<br />

çocukluk evresindeki bu süreç sonucunda bireyde kalan izler, daha sonraki<br />

hayatında kolay kolay değiştirilemez. Bireyin dini tutum ve davranışları da<br />

köklü bir biçimde bu dönemde inşa edilir.<br />

Gündelik hayat çok basit olarak görülse de, aslında geniş ve girift ilişki<br />

formlarından oluşur. Gündelik hayatın merkezinde ağırlıklı olarak aile hayatı,<br />

çalışma hayatı, boş zaman faaliyetleri ve iletişim biçimleri yer alır. Merkezin<br />

bu derece geniş olması dikkat çekicidir. Siyaset, hukuk, sağlık ve eğitim gibi<br />

kurumlar bu merkezde yer alır. Aslında gündelik hayat, hayatımızı düzenleyen<br />

bütün toplumsal kurumlardan asgari ölçüde örnekler taşır. Bize kendimize,<br />

topluma, dünyaya nasıl bakacağımız konusunda bir bakış açısı sunar;<br />

davranışlarımızı düzenleyen asgari bilgi reçeteleri verir. Böylelikle sosyalleşme<br />

sürecinde birey hiç farkında olmadan geniş bir bilgi yığınıyla donanmış<br />

olur. Bu artık sosyalleşmeden de öte kültür edinme sürecidir. Çünkü<br />

sosyalleşme sürecinde toplumsal kuralları öğrenir ve içselleştiririz. Kültür<br />

edinme (kültürlenme) sürecinde ise kurallardan öte toplumu meydana getiren<br />

maddi-manevi öğeleri ve bunları nasıl kullanacağımızı da öğreniriz. Burada<br />

sadece bir bilgi donanımı yoktur. Aynı zamanda içselleştirme yani kendimize<br />

mal etme durumu söz konusudur. Dolayısıyla doğduğumuzda “bizim dışımızda”,<br />

hazır olarak bulduğumuz dünya duygusal anlamda da artık “bizim<br />

dünyamız” haline gelir.<br />

171

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!