Din Sosyolojisi - Anadolu Üniversitesi
Din Sosyolojisi - Anadolu Üniversitesi
Din Sosyolojisi - Anadolu Üniversitesi
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
meşrulaştırma amacı taşıyan kuramdır. Buna göre gerekli görüldüğü<br />
durum ve şartlarda devlet ve siyasi otoriteye karşı şiddet kullanmak bir<br />
savunma aracı olarak meşru bir yöntem olarak görülmelidir. Fanon, Sartre<br />
ve Camus gibi aydınların görüşlerinde bu yaklaşımın izlerine rastlamak<br />
mümkündür<br />
3- Ilımlı terörizm teorisi: Bu kuram literatürde sınırlı olarak yer almakla<br />
birlikte terörün kökenlerine odaklanır ve terörün siyasi, sosyal, ekonomik<br />
ve yapısal nedenlerini anlama ve açıklamayı hedefler. Sosyolojik<br />
yaklaşımın bu kuramı içerdiği söylenebilir.<br />
Yukarıdan açıklanan yaklaşım ve teorilerin her birinin şiddet ve terör olaylarını,<br />
bunların neden ve sonuçlarını açıklama ve analiz etmede güçlü ve<br />
zayıf yönleri olduğu kabul edilmektedir. Bu nedenle kapsamlı analizlerin<br />
yapılabilmesi için disiplinler arası bakış açısı ile çok katmanlı kuramsal<br />
yaklaşımın benimsenmesi önerilmektedir.<br />
Ortodoks, radikal ve ılımlı terörizm yaklaşımlarının güçlü ve zayıf yönleri hakkında<br />
nelerdir? Karşılaştırmaya çalışınız.<br />
Sosyolojik Yaklaşımın İmkânları<br />
Terörle ilgili günümüzdeki literatüre bakıldığında, bu tür olaylara ilişkin<br />
tanım ve açıklamaların odak noktasını “siyasi amaçlı şiddet eylemi” vurgusunun<br />
oluşturduğu görülür. Bu odak noktasından hareketle yapılan analizlerde<br />
de daha çok terörün bir araç ve yöntem olarak seçildiği, siyasal taleplerin<br />
yerine getirilmesi için askeri ve sivil hedeflere yönelik saldırıların<br />
düzenlendiği, şiddet ve terörün artık sınır ötesi eylemlere dönüştüğü,<br />
kamuoyunda korku ve panik yarattığı ve bu tür eylemlere karşı alınacak<br />
siyasi, hukuki ve güvenlik tedbirlerinin neler olması gerektiği, ayrıca şiddet<br />
ve terörün nasıl önlenebileceği üzerinde durulmaktadır. Daha açık bir ifade<br />
ile şiddet ve terör eylemleri söz konusu olduğunda hem analizler hem de<br />
çözüme ilişkin görüşler söz konusu eylemlerin yaşanması, hedeflerine yönelik<br />
saldırıların görünür hale gelmesi ve kamuoyunu etkisi altına almasıyla<br />
başlamaktadır.<br />
Bu anlamda başlıca analiz ve açıklama odağı şiddet ve terör olaylarının<br />
“nasıl” olduğunu merkeze almakta ancak “niçin” sorusuna cevap imkânı<br />
sağlayan sosyo-politik arka planı ve küresel toplumsal değişimlerle ilintisini,<br />
yani sosyolojik kökenlerini yeterince dikkate almamaktadır. Bu bakış açısının<br />
ağırlıklı olarak tercih edilmesi, “nedenler” üzerinde derin analizler yapılması<br />
yerine “sonuçlar” üzerinde tartışma yapılmasına ve kuramsal açılımların<br />
kilitlenmesine yol açmaktadır. İşte bu noktada “niçin” sorusunun cevaplanması,<br />
şiddet ve terör olaylarının toplumsal kökenlerinin gözden geçirilmesi,<br />
birey ve grupların hangi neden ve süreçlerin etkisiyle, ne toplumsal ne<br />
de siyasal olarak kabul görmeyen yöntemlere başvurarak taleplerini dile<br />
getirmeleri, siyasi aktörler ve kamuoyunu etkileme ve yönlendirme girişimlerinin<br />
değerlendirmesi anlam kazanmaktadır.<br />
Şiddet ve terörü açıklamaya yönelik geliştirilen kuram ve yaklaşımların birbirinin<br />
yerini alması düşünülmemeli. Her yaklaşımın güçlü ve zayıf nedenleri<br />
olmakla beraber sadece güvenlik yaklaşımını ön plana çıkaran ve terörün<br />
nedenleri üzerinde durmayan yaklaşımın bugün karşılaşılan sorunları<br />
açıklama imkânı daha zayıftır. Sosyolojik yaklaşım bu noktada tek ve en<br />
güvenilir yaklaşım olarak değil diğer yaklaşımları tamamlayıcı bir bakış açısı<br />
olarak görülmelidir.<br />
226