Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
YA KI N TARİHİN GERÇEKLERİ<br />
Ancak İkinci Dünya Savaşı'nda bombalanan demiryolları,<br />
batırılan filolar bu sıkıntıları arttırdı. Bir yanda taşınamayan<br />
tahıl çürürken, öbür yanda kentlerde açlıktan sokak aralarında<br />
insanlar kaskatı kesiliyordu. Leningrad gibi kuşatılan<br />
kentler en korkunç açlığı yaşarken; savaşa girmeyen ülkeler<br />
bile kıtlıktan paylarını aldılar. Türkiye'de ekmek azdı, giyecek<br />
yoktu, ilaç yoktu. İsviçreliler bile çikolata sıkıntısından, bazı<br />
ithal peynirlerin, yünlü ve pamuklu dokumanın yokluğundan<br />
sızlanıyorlardı. Savaşan zengin ülkelerin sade vatandaşı<br />
da açlıktan ölmese bile sürünür duruma gelmişti.<br />
Alman kentlerinde soğan, tadı unutulan ve pastadan daha<br />
çok sevilen bir nimetti. İstasyon ve karayollarında, köylerden<br />
kaçak yiyecek satın alanlar yakalanıyordu. Köylüler yağ, et,<br />
peynir ve şarabı kentteki halkın değerli giyim eşyaları, gümüşü<br />
ve altınıyla değişiyordu. Banknota kimsenin itibar ettiği<br />
yoktu. Doğu Avrupa'da az gelişmişlik şartları içinde köylüler,<br />
savaş yüzünden yıkıma uğrarken; Batı Avrupa köylülerinin<br />
karaborsacılıkla dünyalıklarını doğrulttukları görülüyordu.<br />
Askerini iyi besleyen ordular, onlar esir düştüğünde de düşman<br />
kamplarında Kızılhaç aracılığıyla besletiyorlardı. Savaş<br />
hukukuna göre, Kızılhaç aracılığıyla beslenen bu savaş tutsağı<br />
askerlerin (yani İngiliz, Fransız, Hollandalı, Alman gibi) arasında,<br />
ünlü tarihçi Braudel gibi kitabının ilk müsveddesini<br />
kaleme alanlar da vardı. Ama böyle bir atıfete ulaşamayan ve<br />
gözden çıkarılan Sovyet ordusundan alınan esirler toplama<br />
kamplarına doldurulmuştu. Belki fırınlanmıyorlardı ama<br />
açlığın ve bitlerin yardımıyla ölmeyi bekliyorlardı.<br />
157