Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
YA KI N TA Rİ HİN GERÇEKLERİ<br />
o kadar da genç birisi olması ve dahası böyle bir salahiyetle<br />
ordunun başına getirilmesinin anormalliğidir.<br />
Birinci Dünya Savaşı'na girilirken ordu gençleştirildi.<br />
Sultan Abdülhamid taraftarlarınca çok tenkit edilse de bu<br />
durum yersiz değildi. Nitekim ordu gençleşen bir kurumdur.<br />
Bu gençleştirme gerçekleşince erken terfi edenlerden rütbesi<br />
tenzil edilenler olmuştu. Onlar bir daha general veya paşa<br />
oldular. Mesela İşkodra müdafi olan Rıza Paşa ... Balkan<br />
Savaşı'nda İşkodra'yı kahramanca müdafaa etti. Kendisine<br />
bir kez daha tuğgenerallik kılıcı geldi ama o artık şehit düşmüştü.<br />
Bu gibi örnekler de var.<br />
Bu durumların yanında mutlak surette Alman hayranlığı<br />
da mevcuttu. Alman ordusunun durumu da Marne Cephesi'<br />
ndeki durgunluktan sonra anlaşılmıştı. Mustafa Kemal<br />
ve İsmet İnönü'nün de aralarında olduğu savaşa girmek<br />
istemeyen bir grup söz konusuydu. Bu kişiler "Marne'dan<br />
sonra bu orduya güvenmek hatadır" diye özellikle belirtiyorlar.<br />
Çünkü orada takılmışlardı. Rus ordusunu yenmek<br />
kolaydı. Ruslar savaşa üç askere bir tüfek düştüğü halde girmişlerdi.<br />
Dahası çarın ordusunda hiçbir kayda değer general<br />
yoktu. Rusya' nın tarihinde büyük generaller olmuş. Mesela<br />
Plevne'de karşımızdakiler, her ne kadar iyi asker olmasalar<br />
da iyi birer mühendistiler. Birinci Dünya Savaşı' nda ise artık<br />
bitmiş durumdaydılar.<br />
Tabii tarih ihtimaller ile yazılmaz. Ama Sultan Abdülhamid'<br />
in özelliği şudur: Kendisi harbe girmezdi. Bunun<br />
için Sultan Abdülhamid olmak lazım değil. O zaman da<br />
aralarında Mustafa Kemal' in de bulunduğu kurmay grubu,<br />
"Savaşa biz girmeyelim" diye ısrar ediyorlardı.<br />
73