13.04.2014 Views

Türkiye'de Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği

Türkiye'de Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği

Türkiye'de Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

olduğunda genellikle konuşulanlar, okula gidemeyen kız çocuk ve okuma yazma bilmeyen kadın<br />

sayılarıyla sınırlandırılmaktadır. Kız çocukların ve kadınların eğitim süreçlerine katılması çok önemlidir.<br />

Ancak ayırımcı ve baskıcı politikaların egemen olduğu bir eğitim sisteminde, kadın ya da erkek,<br />

eşit-özgür bireylerin yetiştirilmesi ne ölçüde sağlanabilir? Bu açıdan eğitim sisteminin ideolojisini, öğretim<br />

politika ve etkinliklerinin açık ve örtük iletilerini görmek, eğitimin ataerkil ideolojinin yeniden<br />

üretiminde nasıl yaygın ve etkili bir araç olarak işlediğini göstermek ve bu işleyişle yüzleşmek aynı<br />

derecede gereklidir.<br />

Bu bağlamda, TÜSİAD 2000 raporunda vurgulanmış olan "İHL'lerdeki kız öğrenci yoğunluğu"na<br />

eklenen ve özellikle 2007 yılında eğitimde dinselleşmenin yaygınlaşması konusunda kimi kamuoyu<br />

kesimlerinde 185 giderek artan duyarlılıklara yol açan süreçlerin dikkatle izlenmesi ve değerlendirilmesi,<br />

bu gelişmelerin kız ya da erkek çocuklar ve kadınlarla erkekler için sonuçları açısından ciddi bir önem<br />

taşımaktadır. Örtünme konusunda üniversitelerdeki serbestleştirmenin bir siyasal hedef olmaktan çıkarılarak<br />

zaman içinde yükseköğrenim ilkeleri çerçevesinde ele alınması ve üniversite öncesi eğitim<br />

düzeylerine genişlememesini sağlayacak güvencelerin güçlendirilmesi geniş bir uzlaşma için gerekli<br />

görünmektedir. Üniversitelerde farklı inanç ve düşüncelere sahip olanların bu tercihlerinin de birer<br />

bireysel özgürlük alanı olduğunu vurgulayacak söylem ve davranışların geliştirilmesi bu bağlamda aynı<br />

derecede önem taşımaktadır.<br />

İHL'lerle ilgili olarak hem mesleki teknik eğitimin hem de kız öğrencilerin gelecekleri açısından<br />

sonuçları dikkate alan düzenlemelere gidilmesi sağlanmalıdır. Bu kurumların sayısının din görevlileri<br />

gereksinimini karşılayacak biçimde belirlenmesi, kız öğrencilerin sayılarının sınırlanması, din eğitimiyle<br />

ilgili toplumsal taleplere yanıt verecek yeni düzenlemelerin eğitimcilerin ve uzmanların katılımıyla<br />

geliştirilmesi aynı kapsamda düşünülmelidir.<br />

Eğitimde toplumsal cinsiyet bakış açısını yerleştirmenin bir önkoşulu olarak farkındalık yaratılması<br />

gerektiği konusunda geniş bir görüş birliğine varılmış olması sevindiricidir. Ancak, öğrencilerin<br />

okula çok kemikleşmiş önyargılarla, tutumlarla ve değişim konusunda korku ve çekincelerle geldikleri<br />

ve okulun yerleşik geleneklere göre işleyen hiyerarşik yapısı içinde kırılmaların gerçekleştirilmesinin<br />

çok zor olduğu görülmektedir. Okulda, kalıpyargıların dışında düşünenlere büyük tepki söz<br />

konusudur. Bu nedenle de toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasında "eğitimin şart olduğu" kabul<br />

edilse bile tüm toplumsal kurumların işbirliği ile toplumda kadın ve erkekler arasındaki güç<br />

asimetrisinin ortadan kaldırılması çok önemlidir 186 .<br />

Kadınların kendi sözleriyle "cinsiyetçilik her yerde", "doğduğumuz andan itibaren başlıyor ve daima<br />

sürüyor". Gerçek bir dönüşüm için ev, iş ve siyaset de değiştirilmeli, aile içindeki cinsiyetçi yaklaşımları<br />

kırmak için eğitim çalışmaları yapılmalı, dönüşüm bireysel çabalar yanında toplumsal projelerle<br />

185 bkz. örn., Alkan, 2008; Baştuğ, 2007; Erdem, 2007; Kadıoğlu, 2007; Kongar, 2007; Miser, 2007; Saymaz, 2008; Sabah,<br />

16.05.2007; Tutak, S. 2007; Cumhuriyet, 08.12.2007; Cumhuriyet, 05.10.2007; Cumhuriyet, 24.11.2007; Radikal 30.11.2007;<br />

Cumhuriyet 21.11.2007; Radikal 12.04.2007; Vatan 17.12.2007; CHP Kadın Kolları, 2006.<br />

186 Heinrich Böll Stiftung Derneğ,i 2007.<br />

102

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!