13.04.2014 Views

Türkiye'de Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği

Türkiye'de Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği

Türkiye'de Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Bugün Türkiye'de erken çocukluk eğitimi açısından yaşanan en önemli sorun, hizmetlerin<br />

yetersizliğidir 71 . Okul öncesi eğitimi konusunda Milli Eğitim Bakanlığı istatistikleri kullanılarak yapılan<br />

bir çalışmada, 2005 yılında okul öncesi eğitimden yararlanabilen çocuk sayısının (4-6 yaş arası)<br />

434.771 olduğu ve bunların oranının, hizmet alabilecek aynı yaş grubundaki 2.702.912 çocuğun 72<br />

%16'sını oluşturduğu saptanmıştır 73 .<br />

Erken çocukluk eğitimi hizmetlerinde yetersizlik 74 yanında, bu hizmetlerin sunulduğu gruplar açısından<br />

da dengesizlik vardır. Esas olarak 4–6 yaş aralığındaki çocuklar hedeflenmekte, daha küçük<br />

yaş grubundaki çocuklar ihmal edilmektedir. Üstelik 0–3 yaş çocuklarına hizmet veren kurumlara ait<br />

sağlıklı istatistiklerin olmayışı da bu gruba ait analizi ve yorumu güçleştirmektedir. Mevcut erken çocukluk<br />

eğitimi hizmetlerinden 4–6 yaş için olanların %90'ını Milli Eğitim Bakanlığı sunmaktadır ve bu<br />

hizmetler de anaokullarında ve anasınıflarındaki çocuklar içindir. Yani bu yaş grubundaki hizmetlerin<br />

sunumunda devletin payı özel sektörün çok üzerindedir. Devlet kurumları erken çocukluk eğitimi<br />

hizmetlerinden yararlanan çocukların %93'üne hizmet sunmaktadır. Özel sektör %7 civarında bir paya<br />

sahiptir 75 .<br />

Anasınıflarının dışındaki kurumların çoğu büyük kentlerdedir. Özel anaokulları, ana sınıfları<br />

ve gündüz bakım evleri büyük kentlerde hizmet vermektedir. Milli Eğitim Bakanlığı 2006-2007<br />

istatistiklerine göre bu kurumlara devam eden 36.400 çocuğun 22.000'i İstanbul, İzmir ve Ankara'da<br />

yaşamaktadır. Öte yandan, bu kurumların verdikleri hizmetlere karşılık talep ettikleri ücretler çok<br />

yüksektir. Çalışan kadınların büyük çoğunluğunun yüksek ücretli işlerde çalışmadıkları hatırlanacak<br />

olursa bu hizmetlerden isteseler de yararlanamayacakları anlaşılır. Başka deyişle, içinde bulundukları<br />

sosyal ve ekonomik koşullardan dolayı bu hizmetlere en çok gereksinim duyan aileler bu hizmetlerin<br />

en uzağına düşenler olmaktadır.<br />

Erken çocukluk eğitiminin kurum merkezli olması 76 , hizmetlerin çağ nüfusu dikkate alındığında<br />

çok yetersiz olması, bu hizmetlerde standardizasyon olmaması, mevcut kurumların<br />

büyük kentlerde yoğunlaşması, özel sektördeki kuruluşların hizmetlerinin pahalılığı, devlet<br />

71 Türkiye, orta ila düşük gelirli tüm ülkeler arasında okul öncesi eğitimden faydalanan çocuk oranı en düşük ülkelerden<br />

biridir. Kaytaz, 2005: 7.<br />

72 2005 yılında Türkiye'de 0–6 yaş aralığında ise 9 milyon çocuk bulunmaktadır.<br />

73 TÜSİAD, 2005b: 85; elinizdeki raporun Eğitim Bölümü'nde Milli Eğitim Bakanlığı'nın son faaliyet raporunda 2006-2007<br />

eğitim öğretim yılında 48-72 ay (4-6 yaş) çağ nüfusunun %25 inin okullaştığı bilgisine dikkat çekilmektedir. 2008 Programında<br />

da okullaşma oranının, bu defa 4-5 yaş çağ nüfusu için %24 olarak hesaplandığı belirtilmektedir.<br />

74 Avrupa Konseyi, üye devletlerden, tam istihdamı sağlayabilmek için kadının işgücüne katılımı önündeki engelleri<br />

kaldırmalarını ve çocuk bakımı hizmetlerine olan talebi göz önünde bulundurarak ve ulusal modelleriyle uyumlu<br />

şekilde 2010 yılına kadar üç yaş ile zorunlu eğitim yaşı arasındaki çocukların %90'ına; üç yaş altındaki çocukların ise<br />

en azından %33'üne çocuk bakımı hizmeti sağlamalarını beklemektedir. Bu açıdan bakıldığında AB'ye aday bir ülke<br />

olarak Türkiye'nin hem AB ülkelerindeki mevcut durumun hem de hedeflerin ne kadar gerisinde kaldığı daha iyi<br />

anlaşılacaktır.<br />

75 Kaytaz, 2005: 14<br />

76 Kurum merkezli model ile birlikte kullanılabilecek aile eğitim modelleri hem Avrupa ülkelerinde hem de Türkiye'de<br />

uygulanmaktadır. Türkiye'de M.E.B ve sivil toplum kuruluşları, özellikle de Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) tarafından<br />

yapılan bu uygulamaların örnekleri için bkz: TÜSİAD, 2005b: 87-94<br />

162

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!