13.04.2014 Views

Türkiye'de Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği

Türkiye'de Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği

Türkiye'de Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

2.2.2. Reform Paketleri: Anayasa, Medeni Kanun ve Ceza Kanunu'nda<br />

Değişiklikler ve Kadın Hareketinin Etkisi<br />

2.2.2.1. Medeni Kanun<br />

Türkiye'de kadın-erkek eşitliğini sağlamaya yönelik daha fazla yasal, kurumsal, idari ve mali çaba<br />

gerektiği AB tarafından Türkiye'ye yönelik hazırlanan tüm belgelerde yer almaktadır. Buna karşın<br />

Türkiye'de, AB'ye aday ülke statüsü alınan 1999 yılından bu yana çok önemli reformlara imza atılmıştır.<br />

Bunların başında kadın örgütlerinin değişiklik yapılması için ilk kez önerge verilmesini sağladıkları ve<br />

1950'li yıllardan itibaren mücadele ettikleri Türk Medeni Kanunu değişiklikleri yer almaktadır.<br />

Medeni Kanun'da yapılan değişiklikler, CEDAW'a konulan çekincelerin 20 Eylül 1999 tarihinde kaldırılması<br />

ile birlikte işleyen bir süreçtir. Türkiye Cumhuriyeti 1985 yılında CEDAW'a, kadınların medeni<br />

haklarıyla ilgili dört maddeye çekince koyarak taraf olmuştur. Kadın örgütleri, Türkiye'nin CEDAW'a<br />

koyduğu çekinceleri kaldırtmak ve Medeni Kanun'da gerekli değişikliklerin yapılmasını sağlamak amacıyla<br />

bir taraftan uluslararası belgeleri kullanarak diğer taraftan da ülke içinde etkin lobi ve savunuculuk<br />

faaliyetleri yaparak güçlü bir baskı unsuru oluşturmuşlardır. Bu doğrultuda, CEDAW'a konan çekinceler<br />

20 Eylül 1999 tarihinde kaldırılmış 103 ve 4721 sayılı yeni Türk Medeni Kanunu 22 Kasım 2001<br />

tarihinde kabul edilip 8 Aralık 2001 tarihinde 24607 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. 1 Ocak 2002<br />

tarihinde yürürlüğe giren yeni Türk Medeni Kanunu bir taraftan kadınların elli yılı aşkın süredir devam<br />

eden mücadelesinin diğer taraftan da AB adaylık sürecinin hızlandırıcı etkisinin bir sonucudur.<br />

Yeni Medeni Kanun, aile reisi kavramını ortadan kaldırmış ve aile birliğinin yönetiminde eşlere eşit<br />

söz hakkı tanımıştır (madde 186). Evlenme yaşını kadınlar ve erkekler için 17'ye yükseltmiştir (madde<br />

124). Kadınlara önceki soyadlarını kullanabilme özgürlüğü tanınmıştır (madde 187). Ayrıca, eşlerin çocuklarının<br />

velayetini birlikte kullanması, vesayette eşitlik, aile konutu üzerinde tasarrufta eşitlik (madde<br />

186), evlilik birliğini temsilde eşitlik (madde 188) konuları da düzenlenmiştir. Kadının çalışması,<br />

kocasının iznine bağlı olmaktan çıkartılmıştır (madde 192). Böylece aile birliği içinde kadın ve erkekler<br />

arasında eşitlik sağlayıcı önemli değişiklikler yapılmıştır. Yeni Türk Medeni Kanunu'nun getirdiği<br />

en önemli yenilik, evlilik süresince edinilmiş mallara eşlerin ortak katılımını sağlayan düzenlemedir<br />

(madde 202). Ancak söz konusu düzenlemenin, Kanunun yürürlüğe girdiği tarih olan 1 Ocak 2002'den<br />

önceki evliliklere uygulanmıyor olması çok önemli bir eksikliktir ve kadınlar arasında ayrımcılık yaratmaktadır.<br />

Bu durum, kadınlar açısından iki ayrı vatandaşlık ve iki ayrı Medeni Kanun uygulaması<br />

yaratmaktadır. Dolayısıyla, Türkiye'de yaklaşık 17 milyon kadın, yeni Türk Medeni Kanunu'nun mal<br />

rejimine ilişkin düzenlemelerinin geriye yürütülmemesi nedeniyle mağdur durumdadır. 104<br />

103 Söz konusu çekinceler 57. Hükümet döneminde kaldırılmıştır ve bu dönemde Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı<br />

Hasan Gemici'dir.<br />

104 Şenol, İşat, Sayın, 2004:4.<br />

349

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!