13.04.2014 Views

Türkiye'de Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği

Türkiye'de Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği

Türkiye'de Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Gelişmiş endüstriyel demokrasilerde uygulanan yasal kota:<br />

<strong>Cinsiyet</strong> eşitliği politikalarının 1970'lerden itibaren siyasal partiler içinde gerçekleştirilmeye çalışılmasına<br />

rağmen, siyasal parti ve seçim sistemleri uygun olmadığı için kadınların eşit temsilini gerçekleştirememiş<br />

ve sonunda yasal kota uygulamak zorunda kalmış gelişmiş parlamenter demokrasiler<br />

vardır; Fransa buna tipik örnektir. İskandinav ülkelerinde olduğu gibi güçlü eşitlikçi kültürlerin varlığı<br />

ve örgütlenmiş kadın hareketinin çabalarına rağmen siyasal partilerin katı muhafazakâr ve erkek egemen<br />

yapılarının değiştirilememesi ve dar bölge tek adaylı çoğunluk sisteminin seçim sistemi olarak<br />

uygulanması nedeniyle bu ülkelerde kadınların eşit siyasal temsili gerçekleştirilememiştir. Bu nedenle;<br />

anayasalarda, siyasal partilerle veya seçimlerle ilgili yasalarda yasal kotalar veya olumlu ayrımcılık politikaları<br />

uygulanmasına ilişkin kurallar getirilerek sorun çözülmeye çalışılmıştır. Fransa gibi az sayıda<br />

ülkede ise eşitlik için özel yasalar çıkartılarak eşitliğin sağlanması amaçlanmıştır.<br />

Fransa'nın 79 uyguladığı seçim sistemi ve ülkede kadın örgütlerinin yapısal güçsüzlüğü nedeniyle<br />

2000'li yıllara kadar parlamentodaki kadın oranı %12'yi geçememiştir. Bu nedenle Fransa, 25 Avrupa<br />

Birliği ülkesi içinde, kadınların parlamentodaki oranı bakımından uzun yıllar 19. sıradan yukarı çıkamamıştır.<br />

Fransa'da, 1945–75 yılları arasında kadınların işgücü piyasasına girişindeki artış, yüksek<br />

eğitime katılan kadın oranındaki hızlı yükselme ve kadın özgürlüğü konusunda atılan adımlar bile bu<br />

gelişimi sağlamaya yetmemiştir. Kadınların siyasal temsilinde geriliğin temelinde 1789 Devrimi'nin ve<br />

1958'den sonraki V. Cumhuriyet politikalarının soyut 'insan' kavramını temel alan yapısı olduğu söylenebilir.<br />

Bu tarihsel miraslar kadınların ayrı bir politik kategori olarak ele alınmasına olanak vermemiş<br />

ve kadınların sorunlarının görünmez kalmasına yol açmıştır. Bunun yanı sıra yasama organı seçiminde<br />

uygulanan tek adaylı dar bölge sistemi de adayın kişiliğini ön plana çıkartan özelliği nedeniyle, genellikle<br />

erkek adaylar lehine işleyerek bu sürece katkıda bulunmuştur. Fransa'da 'liyakat ilkesi'ne bağlı<br />

bürokratik karar organlarındaki erkek egemenliği ile bu bürokratik kariyerden parlamenter kariyere<br />

yüksek oranda geçişin olması ve bürokrat yetiştiren üniversitelerin erkek ağırlıklı doğası kadınlar aleyhine<br />

durumun temel nedenleri olmuştur. Bu siyasal-kurumsal özellikler, Fransız siyasal partilerinde<br />

yaşlı, tutucu, erkek egemenliğini her zaman pekiştirmiştir. Sadece Fransız Komünist Partisi kadın adaylara<br />

önem vermiş ve bir tür 'enformel kota' uygulamıştır. Sosyalist Parti de 1974'te kadın kotasını parti<br />

tüzüğüne koyarak uygulamaya başlamıştır.<br />

79 Sineau, 2006; 122-31.<br />

260

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!