18.01.2015 Views

58-Soyutlama-acisindan-postmodern-edebiyat-ile-meddah-karagoz

58-Soyutlama-acisindan-postmodern-edebiyat-ile-meddah-karagoz

58-Soyutlama-acisindan-postmodern-edebiyat-ile-meddah-karagoz

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ir gelenek olan anlamsız şiir, Yine Eski Yunan ya da Roma’ya uzanan düş ve<br />

karabasan <strong>edebiyat</strong>ı geleneği, Đspanyol “auto sacramental”inde ya da ortaçağın<br />

ahlaki oyunlarında görülen alegorik ve sembolik tiyatro geleneği,<br />

Shakespeare’in bir çok örneğini verdiği soytarılık ve delilik geleneği ve hatta<br />

dinle tiyatronun özdeş olduğu, tiyatronun en eski köklerine kadar uzanan<br />

törensel tiyatro geleneği. 272<br />

Postmodernist <strong>edebiyat</strong>ın en belirgin özelliklerinden biri olan dilin<br />

parçalanması, “Absürd Tiyatro”nun da kullandığı araçlardan biridir. Dilin<br />

sınırlayıcılığı, çarpıtıcı ve şartlandırıcı yöntemlerinden ve politik baskısından<br />

kurtulmayı amaçlayan <strong>postmodern</strong>ist yazarlar gibi “Absürd Tiyatro”da da<br />

suskunluğun ve boşluğun önemi vurgulanır. Bunu yöntemi en iyi kullanan yazarların<br />

başında da Samuell Beckett gelmektedir. 273 Çünkü varoluşuna anlam arayan XX.<br />

yüzyıl insanı için sözcükler anlamları ortaya koymaktan çok gizlemektedir.<br />

Her gerçek duygu aslında dille açıklanamaz. Onu d<strong>ile</strong> getirmek, ona ihanet<br />

etmektir. Ama onu dille açıklamak da gizlemektir. Gerçek anlatım, açığa<br />

vurduğu şeyi gizler. 274<br />

“Absürd Tiyatro”da konuşma artık bir anlaşma aracı olmaktan çok bir<br />

gevezelik olarak değerlendirilmektedir. Dilin parçalanmışlığı, <strong>postmodern</strong>ist<br />

<strong>edebiyat</strong>taki parçalılığa uymakla birlikte kopukluk ve süreksizliğe de uymaktadır.<br />

Örneğin tiyatro alanında bir Ionesco’nun oyunlarında süreksizlik temel<br />

özelliklerden birisi durumuna getirilmiştir. Süreksizlik özelliği nedeniyle onun<br />

yapıtları “tutarsız” olarak nitelendirilmiştir. Ionesco’nun yapıtlarında da<br />

gerçekten kopukluğun pek çok biçimine rastlamak olasıdır: geleneksel<br />

tiyatrodan kopmak yanında, la Cantatrice Chauve’da* olduğu gibi sürekli bir<br />

zamansal kopukluk yer alır, özellikle de parçalanan bir dilin yarattığı<br />

süreksizlikle kendini belli eden mantıktan kopma bu yapıtın belirgin<br />

özelliğidir. 275<br />

Kubilay Aktulum, Ionesco’nun “Discours sur l’avantgarde”* adlı yapıtından<br />

örneklendirmeyle, Absürd yazarın kopukluk üzerine düşündüklerini şöyle çeviriştir:<br />

272 ÇALIŞKAN, Hamit, Absürd Tiyatro, Đmge Kitabevi, Ankara, 1995, s. 18.<br />

273 DOLTAŞ, D<strong>ile</strong>k, Postmodernizm ve Eleştirisi, Đnkılap Kitabevi, Đstanbul, 2003, s. 101.<br />

274 FUAT, Memet, Tiyatro Tarihi, Varlık Yayınları, Đstanbul, 1984, s. 242.<br />

*Kel Şarkıcı<br />

275 AKTULUM, Kubilay, Parçalılık Metinlerarasılık, Öteki Yayınevi, Ankara, 2004, s. 64.<br />

90

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!