58-Soyutlama-acisindan-postmodern-edebiyat-ile-meddah-karagoz
58-Soyutlama-acisindan-postmodern-edebiyat-ile-meddah-karagoz
58-Soyutlama-acisindan-postmodern-edebiyat-ile-meddah-karagoz
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Bu romanlarda yapılan tür <strong>edebiyat</strong>ı geleneğini sorunsallaştırmaktır. Diğer<br />
yandan, böylesi bir yaklaşımla yazılan romanlar geleneksel bütünlük ve tutarlılık<br />
kavramlarıyla da ters düşmektedirler. Dolayısıyla bütünlük ve tutarlılık da<br />
sorunsallaştırılan edebi gelenekler arasında yer almaktadır. Bu noktada<br />
Postmodernist Edebiyatın kendini tarihten uzak tutması, olaylar ve kurgular arası<br />
sıçramalarla “zaman” kavramını dışlaması yoluyla “soyutlama yöntemi”ne<br />
başvurduğu söylenebilir.<br />
II.C. Durumların, Olayların Parçalara Bölünerek Anlatılması<br />
Postmodern yazında okur sürekli yapıtın içine çekilmeye, kendi yorumunu ve<br />
sonucunu kurmaya zorlanır. Yeni bir dünya yaratır ancak bu dünya hem biçim hem<br />
de içerik olarak mantığın sınırlarını zorlayabilir niteliktedir. Gerçek <strong>ile</strong> kurmaca,<br />
gerçek <strong>ile</strong> gerçekdışı birbiriyle karışır. Sanat yapıtı olarak organik bir bütünlük<br />
içermez, tersine, bütünlüğü oluşturacak her yöntemin bozulması söz konusudur.<br />
Postmodern Edebiyat yapıtlarında okuru etkin kılmak adına sıklıkla uygulanan<br />
yöntemlerden biri de parçalılık, kopukluk ve süreksizliktir.<br />
Süreksizlik kavramı yapıtın düzenleyimine ve yarattığı okuma etkisine<br />
bağlıdır temel olarak. Anlatısal türün tüm yapıcı unsurları karıştırılıp, sarsılır:<br />
kişi, öykü, gerçeğin gösterimi, anlatı ve anlatıcı parçalanır, çoğul bir uzam<br />
yaratılır; bu işlem de yapıtın bütünlüğü düşüncesini tartışmalı duruma getirir.<br />
Yapıt içerisinde yapıt konusunda yorumlar yapmak için anlatıcı-yazarın sözü<br />
alması kopukluk yaratan işlemlerin başında gelmektedir örneğin. Anlatı<br />
düzleminde süreksizlik yaratan anlatıcı-yazarın anlatıya karışmasıyla ilgili<br />
olarak da iki düzey ayrımına gid<strong>ile</strong>bilir: bir yandan “içmetinsel” bir süreksizlik<br />
düzeyi, öte yandan üstmetinsel bir süreksizlik düzeyi ayrımına. Birinci düzey<br />
yapıtın yapısı, yazı ve somut sunumunu kapsar, ikinci düzey anlatıyı keserek<br />
doğrudan okura seslenen yapıt konusunda bir söylemi kapsar. Bu iki düzey<br />
arasındaki sınır kesin değildir, her ikisi de aynı alaycı, oyunsal, yansılamalı bir<br />
özelliği içlerinde saklarlar; anlamı bulanıklaştıran, kabul ed<strong>ile</strong>n uzlaşımları<br />
yıkan, yazın kavramını sarsan birer güçtürler. 160<br />
160 AKTULUM, Kubilay, Parçalılık Metinlerarasılık, Öteki Yayınevi, Ankara, 2004. s.s. 53-54<br />
48