18.01.2015 Views

58-Soyutlama-acisindan-postmodern-edebiyat-ile-meddah-karagoz

58-Soyutlama-acisindan-postmodern-edebiyat-ile-meddah-karagoz

58-Soyutlama-acisindan-postmodern-edebiyat-ile-meddah-karagoz

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Bingöl de Karagöz ve onun perdeden meydana inmiş hali Ortaoyunu’nda dil<br />

özelliğini absürd tiyatro kuramcılarının ve yazarlarının görüşleriyle birleştirmiştir:<br />

Oyun kiş<strong>ile</strong>rinin özelliğini, kimliğini ele veren dil, insanın insanla, insanın<br />

gerçekle ilişkisini kurmada/yansıtmada yetersiz kalır. Handke, Beckett, Ionesco<br />

gibi çağdaş tiyatronun öncülerinde sık sık karşımıza çıkan dilin bir anlaşma<br />

aracı olmaktan çıkıp kiş<strong>ile</strong>r arasında bir duvar, bir engel oluşturması, dahası bir<br />

işkenceye dönüşmesi; dilin kiş<strong>ile</strong>re değil de kiş<strong>ile</strong>rin dilin boyunduruğuna<br />

girmesi; dilin, anlamın dağılığ saçma boyutuna tırmanması; çağdaş tiyatro<br />

kiş<strong>ile</strong>rinin birbirlerini anlamaması, anlasalar da bir yere varamayışları, varsalar<br />

da vardıklarını toptan bir anlamsızlık taşıması Karagöz ve onun türevi<br />

Ortaoyununun en belirgin özelliklerinden biridir. 412<br />

açıklamıştır:<br />

Đletişimsizlik bağlamında dilin önemini anlatan And ise bunu şu şekilde<br />

Karagöz Hacivat’ı, Kavuklu Pişekar’ı anlamaz. Türkçe’yi bozuk konuşan<br />

Rum, Yahudi, Laz gibi hiçbir taklidin ne dediği anlaşılmadığı gibi Kekeme,<br />

Tiryaki de bu özelliklerinden ötürü öteki kiş<strong>ile</strong>rle anlaşamazlar. Gerçi dil<br />

Karagöz ve Ortaoyununda kiş<strong>ile</strong>rin özelliklerini vermeye yararsa da bu görevi<br />

çok önemsizdir. Önemli olan dilin kendi başına bir amaç olmasıdır. Seyirciyi<br />

sürükleyen, dürtükleyen, onu yadırgatan, tedirgin eden anlamsız sözler,<br />

uydurma deyişler, uyumsuz seslerle kendi başına bir nesnedir. 413<br />

Farklı etnik kökenlere sahip insanların, farklı dilleri konuştukları halde bir<br />

arada yaşamak zorundalıklarından kaynaklı olarak, bir anlaşma aracı olan dili değişik<br />

şekillerde kullanmalarının gülünçlüğü oluşturduğu Ortaoyunu ve Karagöz’de doğru<br />

ve uygun olarak kabul ed<strong>ile</strong>n Đstanbul Türkçe’si <strong>ile</strong> diğer diyalektlerin karşıtlığı da<br />

dildeki gülünçlüğü ortaya çıkarır.<br />

Karagöz ve Ortaoyununda denebilir ki temel fikir, imparatorluğun<br />

birbirlerini anlamaz, birbirleriyle sürekli çatışma halinde olan insanların<br />

bölgesel, yerel, etnik karşıtlığıdır. (…) Bölgeleşmeler, din, etnik ayrılıklar bir<br />

alay konusu oluyordu. Bu gerginlik alay yoluyla boşaltılıyordu. 414<br />

Geleneksel tiyatronun tüm türleri söze ve sözcüklerin kullanım biçimlerine<br />

dayanmaktadır. Bu kullanım biçimlerindeki teknikler “ters anlama”, “anlamazlıktan<br />

gelme”, “anlamadan anlamış görünme”, “söz uydurma” ya da “söz açma” gibi dil<br />

412 BĐNGÖL, Đlyaz, Şenlikli Karagöz, Dergi@Net, Mart-Nisan 2002,Yıl:4, Sayı: 20<br />

413 AND, Metin, “Çağdaş Tiyatro açısından Karagöz ve Ortaoyunu”, Değişim Dergisi, Sayı:2, Yıl:<br />

1961, s. 6<br />

414 AND, Metin, Geleneksel Türk Tiyatrosu, Bilgi Yayınevi, Ankara, 1969, s. 281<br />

133

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!