18.01.2015 Views

58-Soyutlama-acisindan-postmodern-edebiyat-ile-meddah-karagoz

58-Soyutlama-acisindan-postmodern-edebiyat-ile-meddah-karagoz

58-Soyutlama-acisindan-postmodern-edebiyat-ile-meddah-karagoz

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Bu eğilim oyunların dramatik yapıları için gerekli olan somut durumların<br />

tasarlanmasını güçleştirmiş, daha çok soyut kavramlar üstüne filozofça d<strong>ile</strong><br />

getiren konuşmalı şiirlerin yazılmasına yol açmıştır. Tiyatro sanatına bu soyut<br />

yaklaşımın yetersizliği Joanna Baillie gibi tragedya türünü canlandırmak isteyen<br />

bir yazarın The Plays of the Passions (1798, 1802, 1803) adını verdiği<br />

oyunlarında ve bu oyunlarla ilgili açıklamalarında kolayca ortaya çıkar.<br />

Tragedyayı yoğun duyguları ele alan bir oyun türü olarak gören Joanna Baillie,<br />

oyun kiş<strong>ile</strong>rinin korku, kıskançlık, nefret gibi duyguları temsil etmesini önerir<br />

ve her oyunda konu olarak ayrı bir duyguyu işler. 208<br />

Romantik Dönem yapıtlarının sanat, özellikle <strong>edebiyat</strong> göz önüne alındığında,<br />

günümüz anlayışlarından “Postmodernizm”e çoğu özelliği <strong>ile</strong> kaynaklık ettiği ve<br />

kendinden sonra gelen birçok sanat akımını etk<strong>ile</strong>diği söylenebilir.<br />

III.B. IX. Yüzyıl Tiyatrosunda <strong>Soyutlama</strong><br />

1800’lü yıllara gelindiğinde ise, akıl ve duyuların ik<strong>ile</strong>mi üzerine<br />

Schopenhauer’in, her iki tür bilmenin birbirini dışlayamadığını söylemesi, çağın<br />

sanatçılarından Wagner’i büyük ölçüde etkisi altında bırakmıştır. 209 Dram sanatını<br />

bütün sanatlar arasında en üstün konumda gören Wagner’e göre, “Yazarın dramdaki<br />

amacı, insanın her sanatsal anlatım yetisinin seferber edilmesiyle, en bütün haliyle<br />

akıldan duyguya, tine taşınır, duygunun en dolaysız algı organlarına, duyulara<br />

<strong>ile</strong>tilir.” 210 Dramda gerçekçiliğin sağlanması için müzik, yazın ve oyunculuk<br />

sanatlarının birlikte kullanılması gerektiğini savunan Wagner’in bu düşüncesi,<br />

tiyatroda bütünlük arayışına yönelen birçok kişiyi de etk<strong>ile</strong>miştir. Günümüzde bir<br />

yapıtın sahnelenmesinde ilk aşamayı oluşturan ve tüm yapıta özgü olan soyut ve<br />

belirleyici bir düşünce ya da reji kavramı adı ver<strong>ile</strong>n ilk adım, ilk kez Wagner’le<br />

ortaya çıkmıştır. Düşsel ve ülküsel olan oyun dünyası <strong>ile</strong> gerçek olan seyirci<br />

dünyasının birbirinden kesin çizg<strong>ile</strong>rle ayrılması gerektiğini savunan Wagner,<br />

sahneyi yapay yanılsamayla salondan uzak tutan bir mimariden yana olmakla<br />

gerçekliği ülküselliğe dönüştürecek ve özdeşleyimi güçlendirecek yöntemler<br />

geliştirmiştir. Fakat Hegel felsefesinin ve Romantik sanat anlayışının izinde olmakla<br />

da benzetmeci gerçekliğin karşısında yer alarak; sanatı yaratan yaşam dürtüsünün<br />

208 ÇAPAN, Cevat, Değişen Tiyatro, Metis Yayınları, Đstanbul, 1992, s. 85<br />

209 CANDAN, Ayşın, Yirminci Yüzyılda Öncü Tiyatro, Y.K.Y., Đstanbul, 1994, s. 21<br />

210 CANDAN, Ayşın, Yirminci Yüzyılda Öncü Tiyatro, Y.K.Y., Đstanbul, 1994, s. 21<br />

66

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!