18.01.2015 Views

58-Soyutlama-acisindan-postmodern-edebiyat-ile-meddah-karagoz

58-Soyutlama-acisindan-postmodern-edebiyat-ile-meddah-karagoz

58-Soyutlama-acisindan-postmodern-edebiyat-ile-meddah-karagoz

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

da hemen “Postmodernist Edebiyat”a dönebiliriz. Çünkü <strong>postmodern</strong>ist <strong>edebiyat</strong><br />

yapıtları da “anlatı” özelliği taşımaktadır.<br />

“Düşler, düşlerin karmaşası, iç itilimler, insanın yaşamına yön veren gizli<br />

güçler” 222 önem kazanmış olduğu için, bireyin bilinçaltındaki itilimler, sanat yoluyla<br />

boşaltılabilir ve birey ruh sağlığına kavuşabilir. “Alman Dışavurumculuğu” açısından<br />

en önemli kuramsal yazı olarak Wilhelm Worringer’in “<strong>Soyutlama</strong> ve Özdeşleyim”<br />

yapıtını öne süren Çalışlar, bu bağlamda Worringer’in öznenin gerçekliği<br />

duyumsayabilmesinin ön koşulu olarak, gerçekliğin kavranabilirliği ve birey <strong>ile</strong><br />

gerçeklik arasındaki yabancılığın aşılmış olduğu düşüncesinden; yabancı ve<br />

tehlikelerle dolu bireyin kendini artık güvencede görmediği bir gerçekliğin<br />

duyumsanmasını olanaksız olarak gördüğü görüşünden hareketle “Dışavurumculuk”<br />

akımını şöyle açıklamıştır:<br />

Dışavurumcular, yabancı olarak yaşanılan bu gerçekliğe karşı düzenleyici<br />

bir edim olan estetik soyutlama <strong>ile</strong> yaklaşırlar. Bu biçimlendirici edim yoluyla<br />

karmaşanın üstesinden gelineb<strong>ile</strong>cek, her şeyden önce bireyin, yabancılaştığı<br />

gerçeklik dolayısıyla duyduğu en temel duygu olan korku yen<strong>ile</strong>cektir.<br />

<strong>Soyutlama</strong>nın anlamı şudur: <strong>Soyutlama</strong>, dış dünyadaki nesneleri rastlantısal ve<br />

keyfi olmaktan çıkarmak, bunları soyut biçimlere yaklaştırarak ölümsüz kılmak,<br />

böylece görüngüler için bir dinginlik alanı yaratmaktır. (…) Dış dünyadaki<br />

nesneleri doğadan, varlığın sonsuz deviniminden koparma, onları yaşam<br />

zorunluluğu den<strong>ile</strong>n keyfilikten kurtarma, zorunlu ve kaçınılmaz, dolayısıyla bu<br />

nesneleri kendi mutlak değerlerine yaklaştırma güdüsüdür soyutlama. 223<br />

Soyut sanatın öncülerinden Wassily Kandinsky “Soyut Sahne Bireşimi<br />

Üstüne” adlı yazısında sanatsal unsurlar olan resim, müzik ve dansın bireşiminden<br />

arı soyut bir tiyatro biçimine ulaşılab<strong>ile</strong>ceğini savunmuştur. Sanatın vazgeçilmez bir<br />

amaç olduğunu, sanatçının seçtiği aracın ruh titreşimlerinin maddesel bir biçimi<br />

olduğunu ve sanatçının bunlara bir anlatım kazandırmak zorunda olduğunu savunan<br />

Kandinsky’nin düşüncelerine göre drama-sözcük, opera-ses, bale-hareket<br />

biçimlerinin b<strong>ile</strong>şimleri, “sonuçta dışsal bir birlik içinde yapılaşır. Çünkü bu<br />

biçimlerin hepsi dışsal gereklilik ilkesinden kaynaklanır." 224 Çalışlar, bu düşüncenin<br />

222 ŞENER, Sevda, Dünden Bugüne Tiyatro Düşüncesi, Anadolu Üniversitesi Basımevi, Eskişehir,<br />

s. 291<br />

223 ÇALIŞLAR, Aziz , 20. Yüzyılda Tiyatro, Mitos Boyut Yayınevi, Đstanbul, 1993, s. 94<br />

224 ÇALIŞLAR, Aziz, 20. Yüzyılda Tiyatro, Mitos Boyut Yayınevi, Đstanbul, 1993, s. 101<br />

70

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!