58-Soyutlama-acisindan-postmodern-edebiyat-ile-meddah-karagoz
58-Soyutlama-acisindan-postmodern-edebiyat-ile-meddah-karagoz
58-Soyutlama-acisindan-postmodern-edebiyat-ile-meddah-karagoz
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Dolaysız konuşma özelliği diğer insanlarla ilişkisinde patavatsızlığa yol açar<br />
ve görgü kurallarını bozar. Kavuklu’nun bir de sorumluluğunu kavramayan,<br />
yarınını düşünmeyen, gayretsiz, sebatsız, tembel yanı vardır. Onun içten, mert<br />
ve dürüst fakat toplumsal yaşamla uzlaşmasız, gayretsiz, düşüncesiz tutumu <strong>ile</strong><br />
Pişekar’ın içten pazarlıklı ve hesaplı fakat her zaman yardıma hazır, ödüncü ve<br />
uzlaşmacı tutumu arasında sanki bir karşılaştırma yapılmaktadır. 381<br />
Ahmet Rasim’in anlatımıyla ise Kavuklu, şu özellikleri taşımaktadır:<br />
Kavuklu, oyunun ser-komiğidir. Her şey, her entrika, her sürpriz onun lisanı<br />
tehzil ve reftar-ı tenşit ve mizahiyle açılır. Pişekar’ın tashih ve tenkidiyle<br />
veyahud her ikisi tarafından müştereken açılıp kapanır. Kavuklu, mütecahil,<br />
müteami, mütelaşi, mütebessim, mütehammik geçinmek suretiyle Pişekar’ı<br />
uğraştıra uğraştıra en sonra oyuna münasib olan bir tekerleme, bir fantezi, bir<br />
monologla maksadını izah ederek prelüdü bitirir. Kavukluların en büyük<br />
mahareti, tekerleme insadındadır. 382<br />
Diğer bir eksen kişi olan Pişekar ya da Hacivat ise her zaman içten pazarlıklı,<br />
arabulucu, kavgaları yatıştıran, dargınların arasını bulan, ölçülü, ağırbaşlı, kusurları<br />
gördüğü zaman dilini tutab<strong>ile</strong>n 383 oyunu yönlendiren kişidir. Kimi kaynaklarda<br />
Pişekar’ın aslında bir rejisör konumunda olduğu, yeri geldiği zaman suflör,<br />
oyuncuların kanavayı ya da sözleri unuttuğu zaman bir hatırlatıcı olduğu<br />
yazmaktadır. 384 Sokullu, Pişekar’ı şöyle tanımlamıştır:<br />
Herkesin tanıdığı, saydığı bir kentli, başı sıkışanların başvurdukları bir<br />
mahalle büyüğüdür. Gerek mal mülk sahiplerinin gerekse işsiz güçsüzlerin<br />
yardımına koşup dertlerine derman olan Pişekar aç gözlü ve dolapçı<br />
olmamasına rağmen fırsatları değerlendirmeyi hiç kaçırmaz. Özellikle<br />
zenginlerin işlerini görürken emeğinin karşılığını alacağını çok iyi bilir. Fakat<br />
eli sıkı olduğu halde para canlısı görünmez. (…) Pişekar pek açık bir adam<br />
değildir. Kibarlıktan mı, bilgiçlikten mi, görmüş geçirmiş olmasından mı <strong>ile</strong>ri<br />
gelir pek bilinmez, her şeyi açık açık söylemeyen, düşüncesini belirtmekten<br />
kaçınan bir tutumu vardır. 385<br />
381 SOKULLU, Sevinç, Türk Tiyatrosunda Komedyanın Evrimi, Kültür Bakanlığı Yayınları,<br />
Ankara, 1979, s. 165<br />
382 AND, Metin, Geleneksel Türk Tiyatrosu, Đnkılap Kitabevi, Đstanbul, 1984, s. 387<br />
383 AND, Metin, Geleneksel Türk Tiyatrosu, Đnkılap Kitabevi, Đstanbul, 1984, s. 471<br />
384 TÜRKMEN, Nihal, Ortaoyunu, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları; Đstanbul, 1991<br />
385 SOKULLU, Sevinç, Türk Tiyatrosunda Komedyanın Evrimi, Kültür Bakanlığı Yayınları,<br />
Ankara, 1979, s. 165<br />
125