58-Soyutlama-acisindan-postmodern-edebiyat-ile-meddah-karagoz
58-Soyutlama-acisindan-postmodern-edebiyat-ile-meddah-karagoz
58-Soyutlama-acisindan-postmodern-edebiyat-ile-meddah-karagoz
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Okurun merakını sürekli canlı tutmak amacıyla uygulanan bu yöntemde,<br />
kesintinin ardından anlatı kaldığı yerden sürer. Anlatılardaki kopukluk uzun süre<br />
sürdürülen açık bir parantez ya da çok uzun bir uzatı biçiminde olabilir. Uzatı uzar,<br />
metni kaplar, bu da çok sayıda başka uzatıların eklenmesiyle sürdürülür. Böylece<br />
okur, bir parantezden diğerine sürüklenir durur. Parantezlerin sayıları çoğaldıkça<br />
okur, çoğul bir uzam içinde sürekli yeni durumlarla karşılaşır.<br />
Süreksizlik etkisi okurun dikkatinin bir konudan başka bir konuya, bir<br />
odaktan başka bir odağa çekilmesiyle yaratılır; konular çoğu zaman<br />
sonuçlandırılmaz,şu ya da bu nedenle başlatılan bir anlatı sürekli geciktirilir.<br />
Okurun dikkatinin durmadan yeni bir konuya çekilmesi okumayı saptırır,<br />
okurun “son” beklentisini yıkar. 161<br />
Postmodern romanda içeriğin, anlatının parçalanması bir bitmemişlik,<br />
süreksizlik estetiği anlamına gelmektedir. “Süreksizlik yavaş ama güçlü bir biçimde<br />
bilgiyi, etkinlikleri, hatta bilinci sarar.” 162 Ayrıca okurun “son” beklentisinin<br />
yıkılması aslında okuru etkin kılan bir yöneliştir. Çünkü okur, okuduğu metni<br />
tamamlar ve yeniden yaratır. Bu yeniden yaratma sürecinde de gerçeğin gösterimi,<br />
dünyaya egemen olan düzensizliğin süreksizliğinin gösterimi <strong>ile</strong> özdeş yer tutar.<br />
Parça yazıyla yaratılan süreksizlik okumayı kesintiye uğratır. Bu noktada özellikle<br />
belirtilmesi gereken bir tanım vardır. “Her parça bütünle olan ilişkisine göre<br />
algılanıp kavranabilir. Parça, bir bütünün parçalanıp yeniden kurulması değildir.<br />
(…) her parça bir başka parçayı yansıtır. Bütünlüğün kaynağı bitmemişliktir.” 163<br />
Postmodernist <strong>edebiyat</strong>ın bu özelliğine “soyutlama yöntemi” açısından<br />
yaklaşıldığında, şöyle bir sonuca varılabilir: Okur, yazar-anlatıcının <strong>ile</strong>ttiği<br />
parçalardan oluşmuş bütünü, kendini etkin kılan kesintili anlatım yoluyla, kendi<br />
tamamlar. <strong>Soyutlama</strong>’nın gerçekte olanaksız olan bir “ayırma” işlemini, ayrıymış<br />
gibi düşünmeyi ve bir ya da birkaç unsurdan oluşmuş bir bütünü gerektirdiği<br />
hatırlanacak olursa, bu noktada <strong>postmodern</strong>ist yapıtlarda hem okurun hem de yazaranlatıcının<br />
soyutlama yöntemini kullandığını söylemek yanlış olmayacaktır.<br />
161 AKTULUM, Kubilay, Parçalılık Metinlerarasılık, Öteki Yayınevi, Ankara, 2004. s.s. 54-55.<br />
162 LEFEBRE, Introduction à la Modernité, Minıit, 1962, s. 179.<br />
AKTULUM, Kubilay, Parçalılık Metinlerarasılık, Öteki Yayınevi, Ankara, 2004. s. 63.<br />
163 AKTULUM, Kubilay, Parçalılık Metinlerarasılık, Öteki Yayınevi, Ankara, 2004. s. 63. 86.<br />
49