18.01.2015 Views

58-Soyutlama-acisindan-postmodern-edebiyat-ile-meddah-karagoz

58-Soyutlama-acisindan-postmodern-edebiyat-ile-meddah-karagoz

58-Soyutlama-acisindan-postmodern-edebiyat-ile-meddah-karagoz

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

“Varoluşunu bir başka şeye borçlu olan ve ancak düşünmede ve zihinde bir<br />

başka şeyle ilişki içinde, nesne ya da nesnelerin niteliği olarak düşünülen şeyin<br />

kavramına ‘Soyut Kavram’ denir.” 28<br />

Bedia Akarsu’nun “soyutlama” kavramını açıklayışı ise şöyledir:<br />

“SOYUTLAMA: 1. Gerçekte ayrılamaz olanı düşüncede ayırma eylemi. (Ör.<br />

Biçimi, rengi, boyutları özdekten ayırıp düşünme) 2. Geneli ve öz olanı arınmış<br />

bir biçimde elde etmek için özle ilgili olmayanı bir yana bırakma. Bir tasarımın<br />

ya da bir kavramın nitelik ve bağıntı gibi ögelerini göz önüne almayarak dikkati<br />

doğrudan doğruya kavrama çeken düşünme eylemi. (Ör. Üçgen kavramında;<br />

üçgenin büyük, küçük, eşkenarlı ya da dik açılı oluşunu göz önüne almamak<br />

gibi.” 29<br />

Buraya kadar yapılmış tanımların yanı sıra kavramların açımlanmasına yeni<br />

bir tanım daha eklenmiştir ki o da nedenselliktir. Bu durumda genel bir açımlamada<br />

soyutlamanın düşünsel bir eylem, bir ayırma işlemi olduğu; geneli ve öz olanı<br />

arınmış bir biçimde elde etmek amacıyla soyutlama yapıldığı; amacın özü ele<br />

geçirmek olduğu ve özle ilgili olmayan unsurların elenip göz önüne alınmadığını<br />

belirtmek yanlış olmayacaktır.<br />

Orhan Hançerlioğlu’na göre ise bilgi sürecinin eytişimsel bir birlik içinde<br />

bulunan iki belirleyicisi olan soyut ve somut kavramları birbirlerinden ayrılamazlar.<br />

Bilimsel bilgiye ulaşmak için somut ver<strong>ile</strong>r edinmenin yolu soyutlamaktan geçer.<br />

“(…) Bilg<strong>ile</strong>nme, duyumlarımızla algıladığımız somutla başlar. Önce somut<br />

bütünün dışsal ve biçimsel görünümünü algılarız. Örneğin şimşeğin çaktığını<br />

görürüz, ardından gök gürültüsünü duyarız, bu bilgi bize sağanağın başlamak<br />

üzere olduğunu bildirir. Kaçıp bir dam altına saklanırız. Ne var ki bu bilgi<br />

sınırlıdır, sadece bizi ıslanmaktan korur. Somutta kalırsak, şimşeğin ve<br />

sağanağın neden ve nasıl oluştuklarını bilimsel olarak kavrayamayız. Sağanak<br />

olgusunun özünü kavrayabilmek için soyut kavramlar gerekseriz. Kaldı ki<br />

duyularımızla algılayamadığımız nesnel gerçeklikler de vardır. Örneğin ışığın<br />

saniyede üç yüz bin kilometrelik hızını algılamak olanaksızdır. Ama bu hız<br />

vardır. Biz bu hızın etk<strong>ile</strong>rini görmüş ve oluşturduğumuz soyut kavramlarla<br />

onun bilgisine varmış oluruz.” 30<br />

28 CEVĐZCĐ, Ahmet, Paradigma Felsefe Sözlüğü, Paradigma Yayınları, Đstanbul, 1999, s.794.<br />

29 AKARSU, Bedia, Felsefe Terimleri Sözlüğü, Đnkılâp Kitabevi, Đstanbul, 1988, s.163.<br />

30 HANÇERLĐOĞLU, Orhan, Toplumbilim Sözlüğü, Remzi Kitabevi, Đstanbul, 1986, s.353.<br />

7

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!