18.01.2015 Views

58-Soyutlama-acisindan-postmodern-edebiyat-ile-meddah-karagoz

58-Soyutlama-acisindan-postmodern-edebiyat-ile-meddah-karagoz

58-Soyutlama-acisindan-postmodern-edebiyat-ile-meddah-karagoz

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Teknikleri açıklayan yapıtlar arasında, yapıta yabancı olan bir tekniği<br />

açıklayan yapıtları ayırmak gerekir. Bu yabancı teknik geleneksel de olabilir;<br />

bir başka yazara da özgü olabilir. Eğer yazınsal bir tekniğin açıklanması bir<br />

gülünç etki yaratırsa, o zaman bir pastiş karşısındayız demektir. Pastişin çok<br />

sayıda işlevi vardır. Genellikle bu yolla karşıt yazınsal bir okul gülünç<br />

kılınmaya, yaratıcı dizgesi yok edilmeye, “açıkça ortaya konulmaya” çalışılır.<br />

Parodi yazını çok geniştir. (…) Her pastişin gerisinde, bir başka yazınsal yapıt<br />

(ya da bir yapıt öbeği) vardır; işte pastiş bu temelden kalkarak oluşur.(…) 197<br />

Bakhtin, parodinin bir alıntı özelliği olması noktasında Rus Biçimc<strong>ile</strong>ri’yle<br />

ortak noktada buluşan kuramcı-yazarlardandır. Parodi bir alıntı işlevi<br />

gerçekleştirmektir ve başka metinlerin alıntılanmasıyla oluşan ürünler karma,<br />

dolayısıyla çoğulcu metin özelliğini taşıyan yapıtlardır. Bu biçemdeki metinlerde<br />

başkasının sözleri, yeniden kurgulanan yapı içinde, yeni türe özgü olarak yeniden<br />

düzenlenirler. Bu bağlamda da parodinin özünü dönüşümün oluşturduğunu belirtmek<br />

yanlış olmayacaktır. 198 Genette’ye göre parodi <strong>ile</strong> pastiş de bu noktada birbirlerinden<br />

ayrılırlar. “Pastiş bir taklit, bir biçemin örtük yoldan alıntılanması, parodi ise bir<br />

metnin dönüşümü”dür. 199 Parodi (yansılama) ve Pastiş (öykünme) arasındaki farkı en<br />

net biçimde Kubilay Aktulum açıklamıştır:<br />

Yansılama (Parodi), özgün, soylu bir metnin (destan, trajedi) konusunun ya<br />

da eyleminin, köken-metindeki konudan ya da eylemden farklı, ancak yine de<br />

uyarlamanın gerçekleştir<strong>ile</strong>bilmesi için yeterince benzerlik sunan gerçek,<br />

sıradan bir eyleme/konuya uygulanmasına; alaycı dönüştürüm ise eylemi, yani<br />

içeriği (konuyu), adlarıyla birlikte kiş<strong>ile</strong>ri, özgün metindeki nitelikleriyle<br />

olduğu gibi saklayarak yalnızca soylu bir metnin biçemi yarine sıradan bir<br />

biçem kullanarak değiştirmeye dayanırlar. Her iki yöntemde de yazarlar, bir<br />

oyun düzeninde, kimi zaman eğlendirmek, kimi zaman da yermek amacıyla<br />

başka bir metni biçimsel ya da anlamsal zorunluluğa göre dönüştürür, bir başka<br />

biçemde yeniden yazarlar. Oysa bir diğer metinlerarası yöntem olan öykünme,<br />

yansılamadan çok, alaycı dönüştürüm gibi yine bir metnin biçemini hedef seçer.<br />

Bir yazar bu biçemden yola çıkarak kendi metnini yazar. Ancak öykünme,<br />

alaycı dönüştürüm gibi, metnin biçemini dönüştürerek yeni bir metin<br />

oluşturmaz; yalnızca metnin biçemini taklit eder. 200<br />

Kubilay Aktulum, Kristeva’nın “metinlerarası” düşüncesinden yola çıkarak<br />

şöyle bir saptama yapmıştır:<br />

197 TODOROV, T. Yazın Kuramı, (Çev. Mehmet-Sema Rifat), YKY, 1995, s. 254.<br />

198 AKTULUM, Kubilay, Parçalılık Metinlerarasılık, Öteki Yayınevi, Ankara, 2004, s.s. 293-294.<br />

199 AKTULUM, Kubilay, Parçalılık Metinlerarasılık, Öteki Yayınevi, Ankara, 2004, s.295.<br />

200 AKTULUM, Kubilay, Metinlerarası Đlişk<strong>ile</strong>r, Öteki Yayınevi, Ankara, 1999, s. 133.<br />

62

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!