14.01.2013 Views

türkiye cumhuriyeti çukurova üniversitesi sosyal bilimler ... - Kütüphane

türkiye cumhuriyeti çukurova üniversitesi sosyal bilimler ... - Kütüphane

türkiye cumhuriyeti çukurova üniversitesi sosyal bilimler ... - Kütüphane

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

"<br />

Bitiş<br />

60. ¡A¢L U ¡İLM Ü ◊İLM Ü<br />

DEVLET RÛ◊-I PÜR-◊İKMET<br />

±EVÌ-◊AYRETDEN<br />

TEMENNÂ-YI NA~Ì◊AT İDÜP<br />

RÛ◊ DA»I ANLARA<br />

NA~Ì◊AT-I ◊İKMET-ÂMÌZ<br />

İTDÜGİDÜR ±İKR OLINUR<br />

(b. 1600-1671)<br />

61. »ÂTİMETÜ’L-KİTÂB<br />

(b. 1672-1730)<br />

136<br />

Dört kahraman, rûh-ı pür-hikmetin söyledikleri<br />

karşısında kendi kusurlarının farkına varmıştır.<br />

Son olarak rûh-ı pür-hikmetten nasihat isterler.<br />

Rûh-ı pür-hikmet de onlara şu nasihatlerde<br />

bulunur: Bilgi ve fazilet sahibi olunca gaflete<br />

düşmeyin, kibir ve riyâdan uzak durun, kendi<br />

ayıbınızı bilin, başkalarının ayıplarıyla meşgul<br />

olmayın, benliği terk edin, hasedden uzak<br />

durun, kin gütmeyin, kendiniz dışındakileri<br />

küçük görmeyin, aşağılamayın, kusurunuzu<br />

bilin, zaaflarınızı görün vb. Bölümün sonunda<br />

kişinin Hakk'a vasıl olması için bir mürşîd-i<br />

kâmîle intisab etmesi gerektiği vurgulanıyor.<br />

"Hamd ü senâ, dua, şairin eseriyle ve şairliğiyle<br />

övünmesi, eserin adı, metni doğru okuyamayan<br />

ve anlayamayan okuyuculara yergi, okuyucudan<br />

hayır dua isteme" şeklinde özetleyeceğimiz bu<br />

bölümle Gülşen-i Efkâr sona erer.<br />

4.2. Dönemin Tarihî ve Sosyal Yapısına İlişkin İpuçları<br />

Gülşen-i Efkâr dinî-tasavvufî konulu alegorik bir mesnevi olduğu için eserin<br />

içinde dönemin <strong>sosyal</strong> yapısını ortaya koyacak türden beyitlere pek rastlanmaz. Sultan<br />

Üçüncü Murad’a yazdığı bir methiye onun Sultan Murad devrinde yaşadığını ve<br />

muhtemelen Gülşen-i Efkâr’ı Sultan Murad’a sunduğunu düşündürür. Çünkü Gülşen-i<br />

Efkâr’da Sultan Murad dışında methiye yazılan herhangi bir devlet büyüğü yoktur.<br />

Sultan Murad methiyesinde de <strong>sosyal</strong> hayata ilişkin konulara girilmemiş, sözü edilen<br />

methiye hamasî tarzda ağdalı bir dille yazılmıştır. Şânî’nin, Mevlânâ’nın Mesnevisine<br />

methiyede bulunması ve Gülşen-i Efkâr’ın da onun gibi elden düşmeyen bir eser<br />

olmasını istemesi, Mevlânâ’dan etkilenmiş olabileceği düşüncesini kuvvetlendirir:<br />

1698. ¢u†b-ı ¡âlem ki ◊a≥ret-i Monlâ<br />

Rüşd içün itdi Me&nevµ peydâ<br />

1699. Tâ ola sâlike †arµ…-i sedâd<br />

¢ı§§adan √i§§e ala ehl-i reşâd<br />

Şânî, Dede Ömer Rûşenî’ye de bir methiye yazmıştır. Dede Ömer Rûşenî<br />

Halvetiyye tarikatının pîrleri arasında sayılır. Bu sebeple şairin halvetî olduğu sonucuna<br />

varılabilir. Beyitleri arasında “halvet” sözcüğü Gülşen-i Efkâr’da on beyitte karşımıza<br />

çıkmaktadır:

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!