14.01.2013 Views

türkiye cumhuriyeti çukurova üniversitesi sosyal bilimler ... - Kütüphane

türkiye cumhuriyeti çukurova üniversitesi sosyal bilimler ... - Kütüphane

türkiye cumhuriyeti çukurova üniversitesi sosyal bilimler ... - Kütüphane

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

<strong>Kütüphane</strong>si’ndeki 25 ve Konya Bölge Yazma Eserler <strong>Kütüphane</strong>si’ndeki 26 el-Hey'etü'l-<br />

İslâmiyye adlı eserler için de müellifin adı, 1659’dan sonra öldüğü notu da düşülerek,<br />

“İbrahim Karamanî Âmidî” olarak verilmiştir. Bu durumda “İbrâhîm b. Abdurrahman<br />

Karamânî” ile “İbrahim Karamanî Âmidî” aynı kişi midir yoksa farklı kişiler olup<br />

birbiriyle karıştırılarak kütüphane kayıtlarında hata mı yapılmıştır?<br />

İbrahim Karamanî Âmidî adına kütüphanelerde kayıtlı ellinin üzerinde eser<br />

vardır. Bunların tamamı Arapçadır. Dinî içerikli ve mensur olan bu eserlerin istinsah<br />

tarihleri ya yoktur ya da 1700’lü yıllara aittir. H.1069 / M. 1659’dan sonra öldüğü<br />

belirtilmiştir. Tezkirelerin hiçbirinde “Şânî” mahlasıyla kayıtlı böyle biri yoktur.<br />

“İbrâhîm b. Abdurrahmân Karamânî” adı ise daha önce yukarıda zikrettiğimiz<br />

biyografik kaynakların bazılarında “Şânî” mahlasıyla birlikte verilmiştir. Ayrıca bu<br />

isimle kütüphanelerde kayıtlı eserlerin telif veya istinsah tarihi on altıncı yüzyılın ikinci<br />

yarısıdır. Yani aralarında “İbrahim Karamanî Âmidî” muhtemelen daha doğmadan önce<br />

yazılmış eserler 27 vardır. Bu bilgilere göre iki şahsın aynı olmasına imkân yoktur ve<br />

kütüphane künyelerinde yazarın adı karıştırılmıştır. el-Hey'etü'l-İslâmiyye adlı eser de<br />

istinsah tarihleri dikkate alındığında İbrahim Karamanî Âmidî’ye aittir.<br />

Yakın bir zamanda yapılan yüksek lisans tezlerinden birinde 28 Şânî’nin böyle bir<br />

eserin müellifi olduğuna dair herhangi bir bilgi verilmemiş ve bu konuyla ilgili herhangi<br />

bir değerlendirme yapılmamıştır. 29 Yukarıdaki bilgiden de eserin zaten Lârendeli<br />

Şânî’ye ait olmadığı ortadadır. Sözünü ettiğimiz tezde Gülşen-i Efkâr müellifinin adının<br />

kesin bir ifadeyle Lârendeli İbrahim Şânî olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ancak yapılan<br />

değerlendirmeler bu sonuca ulaşmak için yetersiz görünmektedir. Mevlüde Alparslan’ın<br />

yaptığı değerlendirmeleri 30 ve bu değerlendirmelere esas teşkil eden bilgileri maddeler<br />

halinde verelim ve her maddenin altına da değerlendirmedeki eksikliği dile getirelim:<br />

1) “Kınalızâde, Şânî’nin Ataullah Efendi’nin mülâzımı olduğunu ve kırk<br />

akçeli bir medreseden azledilmiş olduğunu ifade ederken Atâî’nin “Mehmet<br />

Şânî” adı altında aynı bilgileri vermesi bizde “Mehmet” isminin sehven<br />

yazılmış olabileceği düşüncesini doğurmaktadır.”<br />

25 Arşiv Nu: Râşid Efendi Eki 1162/6<br />

26 Arşiv Nu: 09 Müz 675/1<br />

27 Mir'atü's-Safâ, H.989 / M.1581, Süleymaniye <strong>Kütüphane</strong>si, Esad Efendi Böl., Nu: 1478; Manzûme-i<br />

Avâmil, H. 987 / M.1581, Süleymaniye <strong>Kütüphane</strong>si, Şehid Ali Paşa Böl., Nu: 2573; Zarî'atü'l-Ebrar fi<br />

Na'ti'n-Nebiyyi’l-Muhtâr, H.1002/M.1594, Süleymaniye <strong>Kütüphane</strong>si, Esad Efendi Böl., Nu: 3782<br />

28 Mevlüde Alparslan, İbrahim Şânî El-Lârendevî’nin Gülşen-i Efkâr Mesnevisi (Metin-Muhtevâ-Tahlil),<br />

DEÜ SBE İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı, İzmir 2007 (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi)<br />

29 Alparslan, agt, s. 12-14.<br />

30 Alparslan, agt, s. 6-7.<br />

4

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!