14.01.2013 Views

türkiye cumhuriyeti çukurova üniversitesi sosyal bilimler ... - Kütüphane

türkiye cumhuriyeti çukurova üniversitesi sosyal bilimler ... - Kütüphane

türkiye cumhuriyeti çukurova üniversitesi sosyal bilimler ... - Kütüphane

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

SONUÇ<br />

Yaptığımız inceleme neticesinde Gülşen-i Efkâr mesnevisi ve Lârendeli<br />

Şânî’ye ilişkin tespitlerimizi şöyle özetleyebiliriz:<br />

Gülşen-i Efkâr’ın müellifi olan şair, tezkire ve diğer biyografik kaynaklarda<br />

Şânî, Mehmed Şânî ve İbrahim Şânî adlarıyla geçmektedir. Lârendeli Şânî’nin asıl<br />

adının Mehmed mi İbrahim mi olduğu ya da ayrı şairler mi oldukları hakkında<br />

kaynaklarda çelişkili bilgiler verilmiştir. Gülşen-i Efkâr mesnevisinde de şairin gerçek<br />

adına ilişkin herhangi bir kayda rastlanmamıştır. Bu sebeple Şânî’nin gerçek adı kesin<br />

bir şekilde tespit edilememiştir.<br />

Gülşen-i Efkâr, dinî-tasavvufî konulu didaktik ve alegorik bir mesnevidir.<br />

Eserin giriş bölümlerinde öğretici bir edayla kimi tasavvufî kavramları açıklama yoluna<br />

giden Şânî, ana hikâyenin anlatıldığı bölümde ise alegoriyi ustalıkla kullanmıştır. Bu<br />

durum, okuyucunun eserdeki alegoriyi anlamasına yönelik bilinçli bir yaklaşım gibi<br />

görünmektedir.<br />

Gülşen-i Efkâr’ın dinî-tasavvufî içerikli olması nedeniyle Kur’an sureleri ve<br />

hadislerin kullanımı ve onlara yapılan göndermeler oldukça fazladır. Esere nüfuz<br />

edebilmek için bu göndermeleri iyi idrak etmek gerekmektedir.<br />

Eserdeki kahramanlar -akıl, ilim, hilm, devlet, rûh-ı pür-hikmet- kişileştirilmiş<br />

soyut kavramlardır. Bu kahramanlar diyaloglar halinde “kimin daha üstün olduğu”na<br />

dair tartışmaya girerler. Mesnevideki ana hikâye boyunca bu tartışma devam eder. Bu<br />

yönüyle eserin münazara tarzında yazıldığı kesindir. Ancak ana hikâye kısmına<br />

geçmeden önceki bölümlerde yer alan didaktik beyitler, söz konusu edilen tartışmadan<br />

kimin galip geleceğini açık açık dile getiren açıklamalar içermektedir. Bu durum,<br />

okuyucunun hikâyenin sonuyla ilgili merak unsurlarını ortadan kaldırmaktadır.<br />

Günümüz roman anlayışında merak unsurlarının bulunmayışı bir eksiklik olarak<br />

değerlendirilmekle birlikte, bir eserin kendi döneminin şartları ve sanat anlayışı<br />

doğrultusunda içinde değerlendirilmesi gerektiği unutulmamalıdır.<br />

Eserin dili, yazıldığı dönemin şiir diliyle kıyaslandığında çok ağır ya da çok<br />

sade bir özellik taşımaz. Methiye bölümlerinde dilin Arapça ve Farsça tamlamalarla<br />

ağırlaştığı, diyalog bölümlerinde daha sade bir hâl aldığı görülmektedir. Bu durumda<br />

kullanılan dilin sadeliği veya ağırlığını, beyitlerin içeriği ve şairin amacı<br />

belirlemektedir.<br />

173

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!