27.11.2017 Views

Jack Goody Tarih Hırsızlığı İş Bankası Yayınları

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

112 TARiH HIRSIZLIGI<br />

dan makineleşme sürecinin hayati önemdeki bir parçası, bir İngiliz<br />

ipek tüccarı tarafından Sanayi Devrimi'nin başlangıcında o ülkeye<br />

kaçırıldı. Türkiye'yi geri kalmış bir Asya devleti olarak nitelerken,<br />

feodal olarak adlandırılsın veya adlandırılmasın, toprak mülkiyeti<br />

sisteminin (özdeşliklerini değil) benzerliklerini ve özellikle Avrupa<br />

ile Akdeniz'deki Türk kentlerinin etkin imalat ve ticaret faaliyetlerini<br />

unutmamak gerekiyor.<br />

Feodalizmin dünyanın diğer bölgelerinde bulunmadığı iddiasının,<br />

birçok Avrupalı tarihçiye göre bile kısmi bir istisnasının Japonya örneği<br />

olduğuna ilişkin yaygın bir görüş birliği vardır;104 insan, bu özgün<br />

model algısının Japonya'nın sanayi kapitalizmindeki erken başarılarından<br />

hareketle (çoğunlukla, zamanından önce verildiği artık<br />

belli olan bir yargıyla, Çin deneyimiyle karşıt olarak) geliştirilmiş,<br />

geriye dönük bir izdüşüm olduğundan kuşkulanıyor. Anderson'a göre,<br />

malikaneleri hiçbir zaman kendi çiftlikleri olmamasıyla farklılık göstermesine<br />

karşın, Japonya 14. ve 15. yüzyıllarda Avrupa'ya benzer<br />

bir sistem geliştirmiştir. Gelgelelim, Japonya'nın kapitalizmi kendi<br />

başına üretemediğini ve bunu tartışma götürür şekilde Avrupa'dan<br />

ödünç aldığını da ileri sürer. Dahası, onun "feodalizmi", "ilkel sermaye<br />

birikimi için gerekli unsurları kıtasal ölçekte serbest bırakarak"<br />

burjuvazinin yükselişinin yolunu hazırlayan "Avrupa'daki feodal üretim<br />

biçiminin ekonomik dinamizmini" sunmuyordu.ıos Braudel gibi,<br />

Anderson da tam kapitalist üretimin ancak "pazar-merkezli bir toprak<br />

lordluğu" ve burjuvaziye dayanan Sanayi Devrimi'nin gelişiyle<br />

başladığını düşünür. Japonya'nın feodalizmi olabilir, ama asla mutlakıyetçiliği<br />

olmamıştır; tartışmaya yaptığı özgün bir katkıda Anderson<br />

bunu kapitalizmin en önemli habercilerinden biri olarak görür.<br />

Sonuç olarak, bazı yazarların eğilimlerinin peşinden giden ve sosyoekonomik<br />

gelişmenin birbirini izleyen evrelerini evrensel kabul ederek,<br />

feodalizmi de dünya çapında bir fenomen olarak gören akademisyenleri<br />

eleştirir.106 Bu görüşü, Avrupa'nın üstünlüğü varsayımlarına<br />

bir tepki olarak anlar; ama yine de, feodal üretim biçiminin daha<br />

dar bir tanımında ısrar ederek, büyük toprak sahipliği ile "adli ve<br />

anayasal sistemlerin harici ayrıntılar haline geldiği [ ... ] parçalara ayrılmış<br />

hükümranlığın, vasallık hiyerarşisinin ve fief sistemininse konu

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!