07.01.2013 Views

--KAPAK ARAÞTIRMA kopya 1 - Kültür ve Turizm Bakanlığı

--KAPAK ARAÞTIRMA kopya 1 - Kültür ve Turizm Bakanlığı

--KAPAK ARAÞTIRMA kopya 1 - Kültür ve Turizm Bakanlığı

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Kıran Gölü Kutsal Alanı’nın bulunduğu yarımadanın en büyük <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>rimli düzlüklerinden<br />

olan Kumalanı’nın, Antik Çağ’da yoğun olarak iskân edildiğini kalıntı miktarı<br />

göstermektedir. Antik yapılaşmanın yanında, bu mevkide 19. <strong>ve</strong> erken 20. yüzyılda da<br />

yerleşildiği, çiftlik <strong>ve</strong> çoban yapılarının varlığından anlaşılmaktadır. Özellikle ikinci düzlüğün<br />

batı bölümünde yoğun olarak bulunan bu yapılarda belirli bir mekân kurgusunun<br />

tekrarlandığını açıkça görmek mümkündür. Oldukça küçük, düz ahşap-toprak çatılı konutların<br />

yanlarına, binaya bitişik konumda üstü açık birer ağıl eklenmiştir. Konutların<br />

kapalı kısımlarının çok küçük oluşu, bu yapıların daha çok mevsimlik kullanıldığını düşündürmektedir.<br />

Buradaki yakın çağ kırsal konut dokusunun da incelenmesi kuşkusuz<br />

bölgenin yerleşim tarihi açısından ilginç sonuçlar getirecektir.<br />

2003 çalışmasının bir başka odağı, Kızılburun mevkiine yakın, denizin üzerindeki<br />

bir yamaçta bulunan antik yerleşme alanı olmuştur. Bu noktaya ulaşabilmek için Alagelması’nda<br />

karaya çıkılmış <strong>ve</strong> buradan yürüyerek devam edilmiştir. Yolda, denizden<br />

yaklaşık 200 m. yüksekte <strong>ve</strong> doğu-batı doğrultusunda uzanan "Uzun Tarla" mevkiinin<br />

batısında yine konut, tarımsal üretim mekânları <strong>ve</strong> mezardan oluşan bir yapı grubu tespit<br />

edilmiş <strong>ve</strong> ölçülerek belgelenmiştir (Resim: 4). Biraz daha batıda, Kızılburun mevkii<br />

olarak adlandırılan bölgede, güneye bakan geniş bir yamacın önemli bir kısmını kaplayan<br />

bir yapı grubu daha bulunmuştur. Yamaçtaki yerleşim kalıntıları tipolojik açıdan, diğer<br />

örneklere göre önemli bir fark arz etmemektedir. Ancak mekânlar oldukça geniştir<br />

<strong>ve</strong> nitelikli bir duvar işçiliği ile inşa edilmiştir. Ayrıca pres taban taşlarının sayısının fazlalığı<br />

<strong>ve</strong> yerleşmeyi çevreleyen uzun <strong>ve</strong> geniş duvarlar da buradaki yerleşimin yaygınlığına<br />

işaret etmektedir.<br />

Yerleşmenin kuzeydoğusunda yer alan mezar yapısı, boyutları <strong>ve</strong> duvar işçiliği<br />

açısından benzer örneklerin yanında dikkat çekmektedir. Bunda kuşkusuz iyi korunma<br />

durumunun payı yüksektir. Düzgün dairesel bosajlı bloklardan inşa edilmiş duvar örgüsü<br />

sadece bir yanda köşe şeridi ile sınırlıdır. Daha önceki yıllarda tespit edilen anıtsal<br />

mezar yapıları gibi bu yapı da, arazi içinde uzaktan görülebilecek konumda bir ön duvardan<br />

(Resim: 5) <strong>ve</strong> bunun ardına yerleştirilen mezar odalarından oluşmaktadır. Bu<br />

örnekteki mezar odaları, Koçar Limanı <strong>ve</strong>ya Veli Tarlası anıtsal mezarlarında olduğu gibi<br />

birbirine paralel sıralanmamıştır. Mezar birimlerinin ikisi yüksek ön duvarın arkasına<br />

dik açıyla, diğer ikisi ise bunların arkasına, duvara paralel durumda yerleştirilmiştir. Bölgedeki<br />

başka örneklerde rastlanmayan bu özellik, en azından ölü gömme alışkanlıklarında<br />

belli bir yönlendirmenin belirleyici olmadığını açık olarak göstermektedir. Bu tip<br />

mezar yapılarından bilinen, ön duvarın desteklediği platformda duran basamaklı stel<br />

kaidelerinden sadece biri hemen yapının önünde bulunmuştur. Yakın çevredeki gözlemler,<br />

buradaki basamaklı kaidelerin tek bloktan değil, birden fazla blokun üst üste<br />

yerleştirilmesiyle oluşturulduğunu göstermiştir. Platformun zeminine ait bloklardan ikisinin<br />

üst yüzeyi kabartmalıdır (Resim: 6). Kabartma, dört blokun birleşmesiyle oluşacak<br />

bir yarım küre biçimindedir. Bunu bir dış halka çevrelemektedir. Kabartmanın zemindeki<br />

işlevi belirsizdir, ancak benzer bir zemin blokunun varlığı, Kastabos’taki Hemithea<br />

Tapınağı’ndan bilinmektedir.<br />

2003 çalışmasında ele alınan diğer bir yapı topluluğu yarımadanın kuzey kıyısındaki<br />

Alagelması’nda bulunmaktadır. Bugün iki çoban ailesinin yaşadığı, deniz kenarındaki<br />

bu antik yerleşimde 2002 yılında, birbirine yakın boyutlarda iki kilisenin kalıntılarına<br />

rastlanmıştı. 2003 kampanyasında öncelikle bu iki kilisenin ölçümleri gerçekleştirilmiştir.<br />

Kiliseler tek nefli <strong>ve</strong> tek apsisli bir mimarî sergilemektedir (Resim: 7). Kuzey<br />

Kilise’nin mevcut korunma durumundaki nef uzunluğu yaklaşık 6.20 m., genişliği 4.35<br />

m.dir. Batı ucu tespit edilememektedir. Bu yapıdan yaklaşık 5.00 m. uzaklıkta yer alan<br />

Güney Kilise ise 7.00-7.10 m.lik nef uzunluğuna <strong>ve</strong> 4.40 m.lik bir genişliğe sahiptir. Kuzey<br />

duvarı 1.75 m. yüksekliğinde korunmuştur. Kiliselerin batısında, iç duvar yüzeyleri<br />

sıvalı, beşik tonozla örtülü bir sarnıç yer almaktadır (Resim: 8). Güney Kilise ile sarnıç<br />

arasında bulunan birbirine paralel iki duvar parçası, bu alanın da kapalı mekânlarla değerlendirildiğini<br />

göstermektedir. Çalışmanın tamamlanmasına yakın, kiliselerin hemen<br />

kuzeyinde, yoğun bitki örtüsü altında üçüncü bir kilise daha tespit edilmiştir. Alagelma-<br />

130

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!