11.07.2015 Views

1lyxiAyTX

1lyxiAyTX

1lyxiAyTX

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

kendine verdiği güvenle, ekonomik gelişmesine ket vurabilecek gelenekselpolitikaların terk edilmesi ve bu anlamda, kimi siyasal "reformlar"a yaklaşımda,bilinen korkulardan sıyrılarak hareket edebiliyor. Korkular yerini "bundanzarar gelmez" düşüncesine bırakıyor.ÖZAL'IN POLİTİKALARI TEKELCİ SERMAYENİNİSTEMLERİYLE UYUM İÇİNDEDİR1980 sonrası uluslararası tekellerle olan ilişkinin güçlenmesiyle ekonomikolarak büyüyen, iç pazarların sınırlarını zorlayan ve dışa açılan tekelcisermaye, artık daha da genişlemek ve yayılmak istiyor. Kapitalizmin uluslararasıişbölümüne uygun olarak Türkiye'ye verilen rolle uyumlu şekilde, dışpazarlarda daha fazla pay kapma çabasıyla, TC'nin salt ekonomik bir güçolarak değil, siyasi ve askeri bir güç olarak da kendine destek vermesini, pazarolanaklarını genişletmesinde bu gücü kullanmasını istiyor. TC'nin bugün,geleneksel dış politikaları terk ederek, Ortadoğu'da bölgesel bir güç olaraketkin bir rol almaya soyunmasında, ABD'nin siyasi çıkarları ve Türkiye'yebölgede biçtiği jandarma rolünün payı olduğu kadar, bu rolle uyum içinde, tekelcisermayenin Ortadoğu pazarlarında daha etkin olma isteği ve pay kapmaarzusu da vardır. Bu yüzden büyük sermaye çevreleri -Türkiye'nin bölgederol almasının, kendisine yeni olanaklar yaratacağı düşüncesinden hareketle-Özal'ın Körfez krizine ilişkin politikasını onaylamış, ona açıkça destekvermiştir.Aynı tutum, iç birliğini korumakta güçlük çeken ve dağılma sürecine girenSSCB ve onun içindeki cumhuriyetlerle ilişkilerin geliştirilmesi konusundada geçerlidir. SSCB'yi büyük bir ekonomik potansiyel olarak gören tekelcisermaye, Sovyet pazarından pay kapma hesabı yapıyor. Karadeniz EkonomikBölgesi Projesi'ne verilen önem bunun yansımasıdır.TC'nin Ortadoğu'ya ve SSCB'ye açılma politikaları, Avrupa ile entegrasyondüşüncesinden vazgeçildiği anlamına gelmiyor. Aksine bunun entegrasyonsürecini hızlandırabileceği düşünülüyor. Daha büyük ekonomik potansiyeleve güce ulaşan Türkiye'nin hem sahip olduğu ekonomik gücüyle, hemde emperyalizm adına Ortadoğu'da oynayacağı siyasi-askeri rolle, AET kapılarınıaçabileceği hesabı yapılıyor.Bunların ne ölçüde gerçekleşebileceği ayrı bir olgudur. Ama işbirlikçi tekelcisermayenin bu yönde adımlar atılmasından yana olduğu açıktır. Ve buadımlar, ABD'nin Türkiye'yi Ortadoğu'da "model ülke" haline getirme isteğiyleuyum içindedir. Bugün Özal, emperyalizmin isteklerini göz önüne alarakadımlar atarken, tekelci sermayenin çıkarlarını da azami ölçüde koruyan birçizgide ilerliyor.HALK MUHALEFETİNİN GELİŞMESİ VE AET İLE ENTEGRASYONARZUSU "DEMOKRATİKLEŞME" MANEVRALARINI ZORUNLUKILIYORİşbirlikçi tekelci sermaye bugün, 12 Eylül cuntasının sağladığı "huzur" ve"istikrar"ın kalıcı olmadığını, alınan önlemlerin bir işe yaramadığını görüyor.121

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!