11.07.2015 Views

1lyxiAyTX

1lyxiAyTX

1lyxiAyTX

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

katlanan yer oldu. Kısaca kendilerinin dışında her şey huzur ve güvenliğintehdidiydi. Bir tek onlar ülkenin bekçisiydiler. Gerçekler, akıl, mantık tersyüzolmuştu. Bir avuç haklı (!), 60 milyon haksıza (!) savaş açmış duruyordu.Yine yetmedi, yine beklediklerini bulamadılar. Bir kez olsun hile karıştırmazlıkedemedikleri demokratikleşme oyunları da kısa sürdü. Artık bütünhalka karşı sürdürülen bu savaşı, daha organize bir aşamanın eşiğine getirdiler.İstanbul gibi büyük şehirleri, olağanüstü hal ve silah politikasında terfietme imkanı bulmuş olanların, kontrgerilla şeflerinin himayesinde şımartılmışinfaz mangalarının, işçileri başkentten dayakla geri çeviren resmi sopalılarıneline teslim ederken, şimdi Kürt halkının yaşadığı bölgeleri de bu kez 70 yılöncesinin "tedip ve tenkil" hareketlerini yeniden gündeme getiren daha genişçaplı topyekün bir "harekata" hazırlıyorlar.Basının kamuoyunu adeta bir seferberliğe ısındıran haberleriyle, Demirelvb. sivil askeri yöneticilerin "taarruz" demeçleriyle, ordu düzeyindeki harekatlarlave hemen her günü dolduran faili belirsiz (!) cinayetlerle bu daha genişçaplı geleneksel politikanın adımları tırmandırılıyor. Demeçlerde "Durum artıkinsani tedbirlerle çözülecek noktayı aştı", "Nisan'da bu iş tamam", "Bir uçtangirer, öteki uçtan çıkarız" ifadeleri öne çıkıyor. Giderek duyulmaz halegelen insani nutuklarla yer değiştiren bu tür mesajlar, şişirme kitlesel ayaklanmateorileri ve "Baharda saldıracaklar" türünden telaş uyandırmaya dönükabartılı siyasi, askeri "kurmay" değerlendirmeleri üzerinde yükseliyor. Yinesorun askeri "çözümlerin" ellerine terk ediliyor...Kürt halkının gerçeklerini ve taleplerini bugüne kadar inatla reddeden gelenekselpolitikanın yarattığı sonuçların sorumluları kendileri değilmiş gibi,şimdi artık kitlesel bir "hizaya getirme" girişimini meşrulaştırırcasına "yerleşimbölgelerine de hakim oldular, sıra ayaklanma aşamasına geldi" gibi uzmanhavalı bilgiçliklerle, kamuoyu bu politikaya hazırlanılıyor. Bizzat devletinen üst yetkililerinin ağzından "Bu bir savaştır." sözleri yineleniyor. Kendi aralarındakidanışıklı bir körebe oyununun sahnesinde, herkesin gözünün içinebaka baka hak, hukuk, adalet sözcükleriyle nasıl alay edildiğini gösterircesine,rambo kılıklı çetelerin karşısında halkın hayatının bir tetik basımı kadardeğersizleşmesi, sanki halka karşı ayaklanma değilmiş gibi ayaklanmaalarmlarıyla gürültü koparıyorlar. "Yasal yollar" diye tehdit edip, akıl verensanki kendileri değilmiş gibi, aslında ikiyüzlü bir demokrasiden başkasınageçit vermeyen bu yolları kullananlara bile tahammül edemiyorlar. Parlamentoyabirkaç Kürt milletvekili sokabilmiş HEP gibi bir partinin insanlarınıparlamentoda tokatlayıp, bölgelerinde ise birer ikişer yok etmek, aynı arsızlığınolağan tepkileri sayılıyor. Anayasayı "tağyir ve tebdil" edecekler diye onbinlerce insanı zindanlara kapatanlar, nasıl ki aynı anayasaları bir kez değil,yüzlerce kez kendileri devirip geçiyorlarsa, şimdi de halk ayaklanacak paniğiile önce davranıp, bir karşı ayaklanma taarruzuna girişiyorlar.Bütün bunlar, sistemi, onca çağdaşlaşma iddialarına rağmen halkın entemel hak ve özgürlüklerini korku ve özgürsüzleştirmeyle boğan, her noktadadaha organize olan sopa politikasının içine sürüklüyor. Ne var ki, ülke artık'20'lerin, '30'ların Türkiyesi değildir. Kırmakla, yok etmekle, toplumsal mu-319

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!