11.07.2015 Views

1lyxiAyTX

1lyxiAyTX

1lyxiAyTX

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

den önce Türkiye için "bir küçük burjuvalar ülkesidir" diye ifade edilen nüfusağırlıklı ve emekçi halkın tavrına da yer yer kendisini yansıtan sınıf panoramasıgeçerliliğini koruyor. Kapitalizmin yukarıdan aşağıya çarpık gelişim sürecindeemekçi sınıfların sağlıklı bir ayrışma yaşayamamaları ayrı bir değerlendirmeninkonusudur. Bunun dışında yaygın küçük burjuva yapı, özelliklekırsal kesimde çok daha belirgin bir olgu olarak kendini gösterir. Özelliklefındık, üzüm, tütün, çay, zeytin gibi alanlardaki küçük üreticiler kapitalist ilişkilerleçok daha yakın temas halindedirler. Ve bu ilişkilerin doğurduğu gelişmelerdendoğrudan etkilenirler. Ürünleri sadece pazara ve sanayii tarımsalhammadde üretimine yönelik olduğundan, kaderleri de kapitalist pazarın ihtiyacınave fiyat dalgalanmalarına bağlıdır. Bu yanıyla kırın durgun politik yapısınakıyasla politik gelişmelerle daha yakından ilgilidirler ve gerek burjuvapartilerin taşra kolları, gerekse ziraat odaları ve tarım satış kooperatifleri gibizengin köylü örgütlenmeleri vasıtasıyla bir ölçüde seslerini duyurabilirler.Dahası geçmişte kimi örneklerinin görüldüğü gibi, demokratik içerikli kooperatifve benzeri ekonomik örgütlenmelere -dağınık yapılarına rağmen- sabırlıçalışma yapıldığı takdirde açıktırlar.Ayrıca tarımdaki köylü işletmelerinin yüzde 67'sinin küçük işletmeler oluşuda dikkate değer bir başka olgudur.Küçük üreticilik 12 Eylül'ün ve 24 Ocak ekonomisinin en çok etkilediğikesimlerden biri oldu. Alenen yoksullaştılar ve özellikle son yıllarda IMF politikalarının"herkes başını kurtarsın" stratejisinin kurbanı olarak hızla mülksüzleşmesürecine girdiler. Artık devlet, tekelci sermayeye değer aktaran,hammadde sağlayan bu kesimleri az çok ayakta tutan "babalık"tan da vazgeçti.Tarımın kaynak yaratan belli başlı sektörleri, emperyalist ve işbirlikçitekellerin denetimine terk edilirken, küçük üreticiler de yok oluşun girdabı içineyuvarlandılar.Küçük üreticiler bir yanıyla emekçi, diğer yanjyla mülk sahibi olmanınverdiği zenginleşme umutları dolayısıyla bağımsız bir sınıf tavrı göstermezler.Kriz çoğu zaman onları fiilen emekçi kitlelerin bağlaşığı yapmıştır. Umutlarınınburjuvazi tarafından sömürüldüğü sürece de burjuva partilerin oy deposuhaline gelmişlerdir. Oysa onların gelecekleri sosyalizmdedir. Sosyalizmonlara, emekleri ve ürünleri üzerindeki sömürüyü kaldırarak planlı üretiminkoşulları içinde aktif üretici konumlarını destekleyecek hedefler sunmaktadır.Dağınık yapıları ve çelişkili sınıf karakterleri, örgütlenmelerinde en büyükayakbağını oluşturmaktadır. Bununla birlikte emperyalizmin ve yerli işbirlikçilerininher alanda olduğu gibi tarımda giriştikleri talan, küçük üreticiler içindeuyanışı ve sistemle çatışmaya giren dinamikleri büyütmektedir. Ayrıca kıremekçilerinin bu bölümü saflarına devrimci politika girdiği ölçüde devrimcileşmektedirler.Dolayısıyla devrimci politikayla kır emekçilerinin buluşturulmasıayrı bir önem taşımaktadır. Bugün emekçi sınıfların mücadelesi birbirlerindenve devrimci gelişimden etkilenerek gelişmektedir. Küçük üreticileriçinde de kitle eylemleri her an beklenir olsa da, bunların kalıcı sonuçlar yaratıcıtarzda yükselişinin sabırlı, inatçı bir çalışmayı gerektirdiği açıktır. Kalıcıbağlar ve ciddi ilişkilere dayanan devrimci irade, politika ve örgütlülük bunla-187

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!