11.07.2015 Views

1lyxiAyTX

1lyxiAyTX

1lyxiAyTX

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Sayı: 3, 1 Eylül 1990DEVRİMCİLER FAŞİZMİNMAHKEMELERİNDE YARGILAYANOLMALIDIR12 Eylül'ün emir-komutaya göre kurulan ve yukarıdan kumandalı mahkemelerinde görülen siyasi davaların tarihsel bir öneme sahip oldukları yadsınamaz bir gerçektir. Bu davaların görüldüğü salonlar bir dönemin hesaplaşmasının yapıldığı alanlardı. Ve buralarda takınılacak tavırlar, geleceğe mirasolarak aktarılacak örnek tavırlar olmak zorundaydı. Kendini halka ve tarihekarşı sorumlu hisseden her devrimci kişi ve örgütün tavrı bu bilinçle şekillenmeliydi.Peki, böyle mi oldu? Başta M-L'ler olmak üzere, kimi devrimci-yurtseverörgütler öyle yaptılar. Faşizmin mahkemelerini, daha fazla ceza almayı, serbestbırakılmamayı, duruşmaya çıkarılmamayı, coplanmayı, yerlerde sürüklenmeyivb. göze alarak, devrimin kürsüsü haline getirdiler. Savunmalarındayargılanan değil, yargılayan, hesap sorulan değil, hesap soran oldular. Kimileriise, burjuva yasalarının boşluklarından yararlanarak kendi "meşruiyet"leriniispatlama çabasına girdiler ve masumiyet tabloları çizdiler. "1960'lardan1980'e Türkiye Gerçeği" adıyla yayınlanan Ankara Ana Devrimci Yol DavasıSavunması da bu ikincilere örnek teşkil ediyor.Derleyen, önsözünde, savunmanın "tarihe ve halka karşı yerine getirmemizgereken bir görev" anlayışı ile yapıldığından söz ediyor. Öyle ki, "Mahallebakkalından dolmuş şoförüne, öğrenciden işçiye herkes, her şeyden öncebunları bilmeliydi diye düşündük." diyor.Aslında iddia çok büyük ama toplumun her kesiminin "her şeyden önce"bilmesi gerekir diye düşünülüp yazılan şeyleri okuyunca, ortada iddia ileuyum arz eden bir içerik bulunmadığını söylemek gerekiyor. Her şeyden ön-20

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!