11.07.2015 Views

1lyxiAyTX

1lyxiAyTX

1lyxiAyTX

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Politika kitlelere götürüldüğünde somut bir varlık kazanır. Aksi halde ne kadariddialı programlar belirlesek, gösterişli kampanyalar açsak halkı kucaklamadığı,mücadeleye yöneltemediği sürece, hep bir yerlerde tıkanıp kalan kararlarolarak kalmaya mahkumdur. Seslendiğimiz insanların sorunlarını, beklentilerini,üzerine bastığımız zeminin özelliklerini, zenginliklerini öğrenmeye çalışmadan,bu çerçeveye bağlı kalarak hedeflerimizi, politikalarımızı açık venet üsluplarla anlatamadan mücadelede sağlıklı adımlar atmayı düşünemeyiz.Ne anlaşılamaz üsluplarla halkın kafasını karıştırmaya, ne de ısmarlamaklişe biçimlerle, ilgi uyandırmayan göstermelik yöntemlerle vakit harcamayahakkımız vardır. Kitabi formülleri dönüp dolaşıp tekrar etmeye, duyguları daokşamaz hale gelen, içi boş hamasi sözlerle kendi kendimizi ajite etmeye dehakkımız yoktur. Bu tür alışkanlıkların adresini geleneksel solun 50 yıllık tarihindeve uzun bir süredir de sosyalist sistemi bürokratik, ölü bir kabuk içindeboğup, sonra da kapitalizmin eline teslim edenlerin kimliklerinde bulabilirsiniz.Hepsinin sonuçlan meydandadır. Yığınların enerjisini harekete geçirmeyenkararlar, programlar, hak edilmeyen övgüler, yergiler, kitleler adına konuşanama hep uzaklarda parti binalarının bürokratik nefeslerini soluyan parlak nutuklarve şimdi hiçbir işe yaramayan ciltler dolusu bürokrat parti edebiyatlarıbir bir çöktü. Çünkü emekçi kitleleri kendi geleceklerini inşa etmeye yöneltecekenerjiden, yetenekten, her şeyiyle kitlelerin ve ülkenin sorunlarını soluyan,kucaklayan canlı kanallardan yoksundular. Bunlardan ders çıkarmalıyız.Mücadelenin bugün yaslandığı birikimlerinin temellerinde büyük emekler, büyükbedeller vardır. İnsanlarımızın eline ulaştırılan çağrıların, 5-10 dakikalığınayapılan sokak konuşmalarının çoğu zaman can bedeli risklerle yapılabildiğinidüşünebilmeliyiz. Bunlar halkın anladığı üslupta, sadeliğe ve açıklığa sahipdeğilseler, her alanın kendine özgü zenginliğini ve yaratıcı mesajları içermiyorlarsaharcadığımız enerjilere, bedellere saygılı olamadığımızın sıkıntısınıduyabilmeliyiz. Bu kaygıları duymadan, kitlenin duyarlılığını harekete geçirecekiletişimleri kuramadan sarfettiğimiz her söz, uyguladığımız her programsadece görünüşü kurtarmaya, kendimizi kandırmaya yarayacaktır.Gjndelik ifadelerdeki yavan dilin, basmakalıp üslubun, içinde yaşadığımızinsanların sorunlarıyla çakışmayan anlatımların yabancılığının kimseningözürden kaçmadığını bilebilmeliyiz. İkide bir, "süreç", "bu noktada", "sorun"vs. gibi sözleri tekrarlayıp durmanın, aslında halkla iletişim sorunu çekmektenkaynaklandığını anlayabilmeliyiz. Elbette ki burjuva basının ve kültürsüzleşmeninkucağına itilen halkın kullandığı birkaç yüz sözcükle sınırlı kalmanınsavunacak bir yanı yoktur. Devrimciler kültür birikimleriyle, üslup zenginlikleriyleher zaman saygı görmüşlerdir. Ne var ki, zorlama kültür satıcılığınagirme< de bir tür ilkelliktir. Üslup zenginliğimiz, halka mücadeleyi ve mücadelenn değerlerini en anlaşılır, en doğrudan ifadelerle aktarabildiğimiz ölçüdekendisini gösterir. Bunun için halkı anlayabilmek, onun sorunlarıyla iç içeolabilmek, devrimci politikayı, içinde herkesin kendisini bulacağı üslupla aktarabilmekyeterlidir.Aynı nedenle mücadelenin yazım politikasının da zaman zaman kavranamadığınatanık olunabiliyor. Siyasi perspektif adına daha önce defalarca238

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!