11.07.2015 Views

1lyxiAyTX

1lyxiAyTX

1lyxiAyTX

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Kitle iletişim araçlarını burjuvazinin hizmetine girmesinin tekelci kapitalizminbir sonucu olduğu açıktır. Burjuva demokrasisinin "altın yıllarına" ait basınındördüncü kuvvet olduğu efsanesi bugün yıkılmıştır. Tekellerin egemenliği,başta emekçiler olmak üzere başka toplumsal kesimlerin söz haklarınınengellenmesiyle birlikte, basın özgürlüğünü de ortadan kaldırmıştır. Bugününgazetecileri iktidarlarla iç içe geçmiş, çoğu durumda bizzat tekelcilerin finanseettiği şirketlerin bir çalışanı durumuna gelmişlerdir. Le Monde'da çalışanYves Manou "Kabahat Medyaların" adlı kitabında şöyle diyor: "Hükümetlerartık basını sansür etmiyor. Gazetecileri satın alıyorlar. Sansür, çağını yitirmiş,yetersiz bir yöntemdir. Politikacılar ve işletme yöneticlieri gazetecilerinkendi çıkarlarına hizmet etmeleri için başka yollar buluyorlar. Halkla ilişkilerve iletişim danışma büroları yöneticilerine projeler hazırlatıyorlar. Haber tekelleribu mesajları kullanıyorlar. Gazeteciler süpermarketlerin yöneticisi durumunageliyorlar. Süpermarket yöneticisi bir deterjanın daha iyi satılabilmesiiçin o malı nasıl gösterişli bir yere yerlerleştirirse, gazeteciler de öyle yapıyor,siyasal ya da ekonomik grupların hazırladığı mesajı ön plana çıkartıyorlar.Gazetecilerin bu yeni konumu 19-20 Haziran tarihlerinde İstanbul'da yapılanUluslararası Çatışmalar ve Haber Medyaları konulu konferansta bir gazetecininağzından şöyle ifade edildi: "Savaşta önemli olan haber geçmekdeğil, savaşı kazanmaktır. Tarafsız kalmak önemli gibi gözükse de önemliolan ne tarafta olduğunu bilmektir."Kendi hükümetinin hizmetindeki bu yeni gazeteci tipinin yanı sıra, bizzatburjuva hükümetlerin gizli servislerinin yürüttüğü basın faaliyetleri de gidereköne çıkıyor. ClA'nın ünlü beyaz, gri ve siyah propaganda faaliyetlerinin ÖzelHarp (Kontrgerilla) faaliyetlerinin temel alanlarından biri olduğu biliniyor. Ülkemizdekibir Kontrgerilla şefinin açıklamasına göre 'olgular ve genel eğilimleryönlendirildiğinde, kurgu gerçeğin yerini aldığında, basın-yayın araçlarıbirer istikrarlaştırma aracı olarak kullanıldığında artık haber namına bir şeyyoktur, propaganda vardır, psikolojik savaş vardır." Ülkemizde MGK'ya bağlıolarak çalışan Psikolojik Harp Merkezi'nin resmi adı Toplumla İlişkiler Başkanlığı(TİB)'dır. Psikolojik harp ideologları "sosyal ve kültürel durumu, gelenekve görenekleri, dini özellikleri iyi kullanıldığı takdirde psikolojik harptenolumlu sonuçlar alındığını" sürekli vurguluyorlar. Geçmişten günümüze "teröristlercami bombaladı", "yasadışı örgütler uyuşturucu ticaretine el attı", "dişimilitan" vb. manşetlerle kamuoyunda devrimciler aleyhine sürdürülen psikolojiksavaşın sonuçları konusunda şimdiye kadar birçok şey söylendi. Somutve hissedilir sonuçlarıyla tartışılan bu savaş biçiminin yanı sıra, en azbunun kadar etkili olan kitle iletişim araçlarının yanlış bilgilendirme kampanyalarıkonusunda ise devrimci kamuoyunda yeterli duyarlılığın oluştuğundansöz etmek mümkün değildir. Örneğin Romanya'daki akıl almaz yalan ve tahrifatlarınardından bazı burjuva yayın organları özeleştiri yapma gereği hissettiler.Bir kısım yayın kuruluşu "söz konusu aldatmacalara kendilerini nasılkaptırdıklarını", bunun nedenlerini araştırarak, kamuoyuna ulaştıkları sonuçlarısundular. (Örneğin, Liberation ve Le Nouvel Observateur) Oysa kendisi-173

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!