11.07.2015 Views

1lyxiAyTX

1lyxiAyTX

1lyxiAyTX

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İlk bakışta görülebilen pek çok etken, kısmen de olsa, açıklamaya yardımcıolabiliyor. Örneğin, işe kendini verememekten söz edilebilir. İşineadapte olamamanın, hafızası başka düşüncelerle dolu olmanın mutlaka hafızaboşlukları yaratacağı açıktır. Yarım enerjiyle iş yapmanın, dikkatleri ikiyebölmelinden daha doğal ne olabilir ki? Yaşama ilişkin farkına varmadığımıztercihlerin, kafamızda içgüdüsel olarak oluşturduğumuz önem sırasının unutulanlarve unutulmayanlar diye iki ayrı bölüm oluşturması niçin olanaksız olsun?Psikolojinin "beynin ayırdığı öncelikler", yani önemli olanlar ve olmayanlardediği ayrım, sonuçta neden sınıfsal tercihleri ifade eden işaretler olmasın?Yolda, otobüste düzenin sıradan olaylarıyla meşgul olarak boşalanbir beyin bile, farkında olunmayan bu tercihlerin göstergesi sayılmalıdır. Sıradanbir insanın kafası sıradan bir yaşamla, devrimci bir insanın kafası devrimcibir yaşamla doludur. Aradaki boşluklar, doğal ki, bu yaşamın sorunlarından,görevlerinden ilgiyi, dikkatleri boşaltacak, alıp götürecektir. Basit görünsede aslında bu örneği bile önemli gösterge saymak gerekir.Başka bir neden, beynin rasyonel çalışmaması olabilir. Çevremizi ve yaşamıbütünsel kavrayıp, her şeye yeterli ilgiyi ayırabilecek bir dikkat genişliğiyerine, günlük yaşamı birkaç işin yoğunluğu içine hapsetmenin, bunlarınarasında kaybolup gitmenin zamanla bellekleri de, algılama yetisini de kaybedipçfötüreceği, duyarlılıkları körelteceği açıktır. Beyni sadece üç-beş iş yada tek bir meşguliyetle yorgun, mahmur insanların uyurgezer ruh halini gözönüne getirmenin hiç de zor olmadığını hepimiz biliyoruz.Programsızlık ve işlerin birikmesi, dolayısıyla neyin ne zaman, nasıl olacağınınbelli olmadığı, karmakarışık bir çalışma biçimi ise, darmadağın olmuşdikkatler, ipin ucunu kaçırmış inisiyatif dağılmaları için ne güzel unutkanlıklaroluşturabilir. İnsana on dakika önce geçtiği yolu bile unutturabilir.Bütün bunlar "Neden unutkanlık?" sorusuna cevap olarak sayılabilir.Ama kökenini sorgulamayı yine de önce kendine hakimiyetten, bir özdisiplinduygusundan başlatmak gerekir. Mücadele insanı olmanın, bunun sorumluluğunutaşımanın ciddiyetini kavrayarak yaşamında boşluklar bırakmama,zaaflar denizinde yüzen biri olmama mücadelesinde aramak gerekir. Dengeli,özdenetimi yüksek bir insan olma iradesinin ne ölçüde ağır bastığını sorgulamakgerekir.Buradan yola çıkarak, unutkanlığın mı, yoksa unutmamanın mı kişiliğimizesöz geçireceğini bulmak kolay hale gelir. Bu noktadan sonra, yani tamamıylairademize bağlı olarak, aslında sorun unutmakla unutmamak arasındakiçelişkide düğümleniyor. İradi olarak programlanan beyin, bu çelişkiyiçözüyor. Kafaya konan hiçbir şey unutulmuyor. "Unutmayacağım" emri verilmediğisürece, her şey unutulmaya hazır hale geliyor. Dolayısıyla, çok basitgibi görünen bu olay, bir irade çatışmasını ifade ediyor.Kendi önceliklerine, duyarlılıklarına, görevlerine, kısaca yaşam tarzınasahip çıkan irade, gündelik yaşamın gereksiz ayrıntılar yığınıyla geri planaitilmesine izin vermeyerek, hafızada kendine yer açmayı dayatabiliyor. Ve biraşamadan sonra da artık tek tek olaylarda zihni tembihlemekten çıkarak,onun kendi yaşamının duyarlılıklarıyla, gereksinmeleriyle motive olmuş, oto-264

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!