11.07.2015 Views

1lyxiAyTX

1lyxiAyTX

1lyxiAyTX

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

lan, kararlar kararları izliyor. Ülkenin çağdaşlaştığı anlatılıyor. Ama bir arpaboyu yol alınamıyor. Kişi başına milli gelirde artış çağdaşlaşmanın, kalkınmanınölçüsü olarak gösteriliyor. 1000-1300 dolar gösterilen bu gelir yanıltıcıdır.Tekellerin ülke ekonomisinin % 65-70'ine egemen olduğu bir ülkede bugelir halkı aldatmada kullanılıyor. Halkın % 80'ine bu gelirden ancak 300-350 dolar düşüyor. Yani halkın % 801 açlık sınırının altında bulunan Bangladeşligibi yaşıyor. Kalan % 20'sinin içinde de olsa olsa ancak %10'u 1000-1300 dolar sınırını aşabilen "şanslılardır. Nesnel olarak halkın % 80'i ile çelişkihalinde olan sistem geleceğini, iflas eden eski IMF kararları yerine yenilerinikoyarak daha ne kadar garanti altına alabilecektir?Borsada herhangi bir istikrar tutturulamadı. Her türlü oyunun döndüğü,büyük paraların havadan cebe indirildiği bir yer oldu borsa. Böyle bir ortamdaasgari ticari kurallar da ortadan kalktı.EKONOMİ BATAKTA, DEVLET DE!Dökülen BütçeSon dönemde kapitalist ülkelerde ve özellikle de yeni-sömürge ülkelerdegenel olarak kabul gören bütçe anlayışı, daha doğrusu zorunlu bütçe anlayışıaçık bütçe anlayışıdır. Bu şekilde yatırımların kolaylaşacağı, öte yandan devbir alıcı olan devletin ekonomik büyümeye katkı sağlayacağı düşünülür. Heryıl uzun uzun, ince ince hesaplar yapılır, yüzlerce, binlerce uzman eleman buiş için uğraşır durur, kabul edilebilir bir açığı tutturmaya çalışırlar ancak bu birtürlü tutturulamaz. Sene sonunda bütçe açığı ürkütücü boyutlara ulaşır.Bütçe açığını frenlemenin yolu her seferinde devletin sosyal alanlardaharcamalarını kısmakta görülür. Zaten bütçede % 2-3 oranında bir pay ayrılaneğitim, sağlık, çalışma, köy işleri, bayındırlık vb. bakanlık bütçeleri dahada daraltılır. Tersine savunma ve içişleri gibi bakanlık bütçeleri giderek şişirilir.Devlet kendisini her geçen gün güçlendirir ve sistem kendisini başka türlügüvenceye alamaz. Bu ülkede "Ne yoksulluk, ne baskı, ne ezilen, ne ezen"diyerek iktidara gelen "halkçı", "demokrat" CHP hükümeti döneminde bilesistem devletin "güvenlik" harcamalarından kesintiye razı olmamıştır. Tersineönce sivil sıkıyönetim, sonra sıkıyönetim uygulamasıyla Ecevit hükümetisavunma bütçesini şişiren bir hükümet olmuştur. Bütün partiler muhalefetteyken;sağlığı ve eğitimi parasızlaştıracaklarını söylerler ama iktidar olduklarındasağlığa ve eğitime bütçede ayrılan pay.% 2'nin üzerine çıkmaz.Enflasyon arttıkça devletin hesapları tutmaz, açık büyür; böyle oluncadevlet ya yeni gelir talep eder, ki bunlar çoğunlukla dolaylı vergiler, fon vb.kesintiler olur, yük halkın sırtına biner ve enflasyonun artışı için yeni bir kaynakortaya çıkar, ya da karşılıksız para basar yine enflasyonu azdırır. Buyollardan birine başvurma koşulları yoksa, kısa vadeli yüksek faizli borç alınır.Bu kez kendisi iyice batarken, sermaye piyasasının dengelerini bozar,burada bozulan her denge ekonomiye irili ufaklı krizler olarak döner. Krizdenkurtulmak için sarılman tedbirler de çare olmaktan uzak kalır.Devletin üst kademe bürokratlarının hazırladığı, çiçeği burnunda BakanTansu Çiller'in Demirel'e sunduğu raporda buna işaret ediliyor. HazineninMerkez Bankası'ndan çektiği avanslar dahil, borçları eritemiyorlar, açığı da326

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!