11.07.2015 Views

1lyxiAyTX

1lyxiAyTX

1lyxiAyTX

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

zorunda kalmaları, üretimin gerileyicinin baş nedenini oluşturmuştur. Bu isteristemez, tarımda makine kullanımında da hızlı bir düşüşe yol açmıştır. 1980-90 döneminde traktör, biçerdöver, pulluk, atomizör ve patates sökme makinelerininkullanımında önemli düşüşler görülmüştür. Tarımda modern araçgereçkullanımındaki bu gerileyişin üretimi olumsuz yönde etkilememesimümkün değildir. Tarımsal üretimdeki bu hızlı düşüşü karşılamak için kapılaremperyalizme açılmış, tarım ürünleri ithalatına gidilerek, tarımda dışalımaönemli miktarda döviz harcanmıştır. Bu, aynı zamanda tarım ürünlerinin ekimindede engelleyici rol oynamıştır. Türkiye'nin tarım ürünleri dışalımınaödediği döviz 1983 yılında 138 milyon dolar iken, 1987 yılında 782 milyondolara ulaşmıştır. Bugün bu rakam 1 milyar doların üzerinde seyrediyor.Bir yandan özelleştirme politikasıyla emperyalizm ve işbirlikçi tekellereyağmalatılan KİT'ler, diğer yandan tarımın yabancı sermayeye açılmasıyla,köylüler çok daha ağır bir okkanın altına yuvarlanmaktadırlar. Artık köylüdendestek çekme politikası, devletin resmi politikası haline dönüşmüş, kırsal kesimgiderek, sermayenin egemenlik alanına terk edilmiştir. IMF politikalarınabağımlı olmak, emperyalizmin çıkarları doğrultusunda hareket etmek, devletiartık tarım kesimini kendi kaderine terk etme, ondan kurtulma noktasına getirdi.Destek alımları tamamen kaldırılırken, küçük üreticilerin iflas etmesiönemsenmiyor. Bu aynı zamanda ortadirek politikasının da iflası olmuştur.Taban fiyatlarının sürekli enflasyonun altında tutulması bir yana, üreticilerinalacaklarının takside bağlanması ve yaşayamaz noktaya gelmiş olmalarıfazlaca rahatsızlık yaratmıyor.KÜÇÜK ÜRETİCİLİĞİN KENDİ KADERİNE TERK EDİLMİŞLİĞİAŞMASI İÇİN ÖRGÜTLENME DENEYİMİ KAZANMAYA İHTİYACIVARÖrgütsüzlük küçük üreticiliğin başta gelen açmazını oluşturmaktadır. İşçileregöre küçük üreticiliğin örgütlenme deneyimi yok denecek düzeydedirveya bu konuda yaratılan örnekler geçmişte kalmıştır. Küçük üreticiliğin sorunlarını,taleplerini, kıyısından köşesinden dile getiren araçlar, çoğunluklazengin köylülüğün ve büyük toprak sahiplerinin elinde tuttuğu ziraat odaları,tarım satış kooperatifleri gibi örgütlenmelerdir. Ne var ki bu kurumlar daimakırsal kesimin egemen sınıflarının sözcülüğünü yapmışlardır. Küçük üreticiliğintaleplerini, kendine destek sağlamak için zaman zaman kullanmanın dışındahiçbir zaman temsil etmemişlerdir. Zaten tarım satış kooperatifleri görünüşteon binlerce küçük üreticiyi de kapsamasına rağmen, aslında gerçekanlamı ile kooperatif değil, kilit noktalarını büyük toprak sahiplerinin elden bırakmadıklarıbirer şirket durumundadır. Onların yararına çalışırlar, onların tekelindedir.Ve bu kurumlar egemen sınıfların denetimi ve güdümü altındadır.Yönetim biçimi, izleyeceği politikalar, egemen sınıflar tarafından belirlenir.İktidarlar kendi çıkarlarını bu yapıların örgütlenmelerinde de gözetirler, biçimverirler.Hatta oligarşinin olası muhalefet araçlarını sindirme politikası o kadardiktacıdır ki, çıkar çatışmasından dolayı siyasal iktidara karşı, DYP eğilimli192

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!