11.07.2015 Views

1lyxiAyTX

1lyxiAyTX

1lyxiAyTX

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

zorlama bir ürünüdür. Türkiye gibi yeni-sömürgelerde faşizm, bir devlet biçimive oligarşinin açık diktatörlüğü olarak süreklidir. İktidarın burjuvazi ve diğergüçler açısından ortada, ikisi açısından da elde edilmeyen, özgül, tarihsel birkonumu ve bunun --Bonapartizmin- koşulları açıktır. Açık faşizm, bir askeridiktatörlük değil, askeri diktatörlükler aracılığıyla da uygulanan, geliştirilen,devletin faşist karakterde örgütlenmesini ve yetkinleştirilmesinin adıdır. Biçimolarak askeri diktatörlük olarak gözükmesi, söz konusu süreçlerin özgüllüğüile ilgilidir. Özal dönemi ve Ziya ÜI Hak Pakistan'ında olduğu gibi sivil bir görünümüde olabilir. Ama bunlar sadece askeri, sivil vb. görünen biçimsel yanıdır.Yeni-sömürge askeri gücü ordunun bizzat kendisi de, sonuçta, faşist devletaygıtının, örgütlenmesinin bir parçası, temel ayağıdır. Açık faşizm dönemlerindebürokıasinin, yasama, yürütme ve yargının (eğer bunlar tek bir eldetoplanmamışsa) ordunun, merkezi iktidar organına ya da erkine karşı, burjuvaanlamda "güçler ayrılığı ilkesi" biçimiyle bile "bağımsız" bir konumu söz konusudeğildir. Aksine, bu kurumlar merkezi askeri ya da sivil otoritenin tamamlayıcısıdırlar.Bunun nedeni, bütün devlet aygıtının, yeni-sömürge bağımlılık ilişkilerinekoşut olarak sürekli faşistleştirilmiş ilişkilerle merkezileştlrilmiş olmasındandır.Özetle, bizim gibi ülkelerde Bonapartizmin hele hele emperyalizmindoğrudan, açık kuklası yönetimleri döneminde- koşullan zaten yoktur. İktidarortada değil, açıktan açığa tekelci burjuvazinin sınıf iktidarıdır. Özgürlük Dünyası,19. yüzyıldan aktarmayı, bugüne taşımayı zoraki olarak kendi "tez"i içinyapıyor. Kendi yarattığı "şeytan"ı bize mal ederek taşlamaya başlıyor."1990'lı yıllarda gericiler arasındaki savaşları, emperyalist blokların Ortadoğu'yuateş çemberine atmasını veya Irak'ın Kuveyt'i işgal ve ilhak etmesiniBonapartizm çerçevesinde 'haklılık-haksızlık' platformunda tartışmak, tarihmantığını emperyalizm öncesine geri götürmek olur. (S.3, syf.52)"...Mücadele dergisi tarafından, geçmişte Ortadoğu'da 'küçük burjuva radikalizmini'temsil eden rejimlerden biri olarak tanımlanan Irak Baas rejiminin,Ortadoğu'daki bugün yayılmacı politikası açık bir anti-emperyalizm ileeşitleniyor ve Saddam rejiminin yayılmacı ve yağmacı politikasına antiemperyalizmadına destek veriliyor, (agy) (abç)"Saddam'ın son tavrı, hangi nedenle yola çıkarsa çıksın, emperyalizmerağmen bağımsız olarak gelişti ve emperyalizmin bölgesel çıkarlarına yönelerek,emperyalizmle karşı karşıya gelinmesine yol açtı. (...) anti-emperyalisttavır öne çıkarılmalıdır." (agy, Mücadele'den aktarma yapıldığı belirtilen paragraf.)Özgürlük Dünyası'ndan yaptığımız yukarıdaki-alıntıları okuyanlar elbetteşaştracaklarc ir. Çünkü hafızalarını yokladıklarında ya da "Gerçekten Mücadeleböyle mi diyor?" diye Mücadele'nin 3. sayısına baktıklarında, oportünizmin,çarpıtma tekniklerinde 20 yıllık tecrübesini konuşturduğunu göreceklerdir.Devrimci siyaset, eleştiri böylesi yöntemlerle yapılamaz. Bu zamana kadaroportünizm, yazılarımızdan cımbızlama yöntemi ile istediği cümleleri çıkarıp,sonra art arda koyarak; bizim anlayışımız olmayan, bizim söylemediğimizama kendi kafalarındaki önyargılara, sübjektivizme yanıt veren "düzenlemelerle",biçimlere soktu. Sonra da bu eserini büyük bir maharetle eleştir-73

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!